Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2020/13203 E. 2020/18272 K. 08.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/13203
KARAR NO : 2020/18272
KARAR TARİHİ : 08.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyada mevcut adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nin 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz istemi bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Adli Tıp Kurumu uygulama ve kriterleri ile Dairemizin istikrarlı içtihatlarına göre mağdurun yüzünde sabit iz kalıp kalmayacağı yönündeki raporun olay tarihinden en az 6 aylık süre geçtikten sonra yapılacak muayene sonucunda düzenlenmesi gerektiği, mağdurun yaralanmasının yüzünde sabit iz niteliğinde olduğuna dair … Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 17.04.2015 tarihli raporun ise olay tarihinin üzerinden 6 ay geçmeden yapılan muayenesi sonucu düzenlendiği anlaşılmakla, mağdurun tüm tedavi evrakları ve raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevkinin yapılarak, yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı yönünde yeniden rapor aldırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmeden yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
2) Sanığın aşamalarda katılanın kendisini tehdit etmesi ve hakaret etmesi üzerine katılanı yaraladığını tevil yoluyla ikrar ettiği, olayın başlangıcını gören tarafsız tanık beyanı bulunmamasına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışmasız bırakılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 08.12.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.