Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/9552 E. 2019/6887 K. 01.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9552
KARAR NO : 2019/6887
KARAR TARİHİ : 01.04.2019

Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 125/1, 125/4, 62 (iki kez) ve 52/2.(iki kez) maddeleri gereğince 2.000,00 ve 1.740,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Beylikova Sulh Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 tarihli ve 2014/64 Esas, 2014/139 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 06.03.2019 tarih ve 2019/2260 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.03.2019 tarih ve 2019/26714 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçları yönünden verilen Beylikova Sulh Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 tarihli mahkumiyet kararının, miktar yönünden kesin hüküm teşkil etmeyen tehdit suçu yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12.07.2017 tarihli ve 2015/13687 Esas, 2017/19315 karar sayılı ilamı ile “Dosyaya soruşturma aşamasında ibraz edilen sanığın obsesif kompülsif bozukluk tanılı ruh sağlığı uzmanları tarafından verilmiş ilaç muafiyet raporu ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından verilmiş özürlü kimlik kartı fotokopisi içeriklerine göre, tehdit suçu yönünden, sanık hakkında TCK’nin 32. maddesi gereğince “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli ölçüde azalmış olup olmadığı” hususunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi, gerektiğinin gözetilmemesi,…” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, belirtilen gerekçeye istinaden sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu gözetilmeden yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Beylikova Sulh Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 tarihli ve 2014/64 Esas, 2014/139 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.