Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/9520 E. 2019/10236 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9520
KARAR NO : 2019/10236
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet, temyiz isteminin reddi

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) 27.04.2016 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek karara ilişkin sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezalarının 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğundan bahisle reddine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının reddi ile redde ilişkin 27.04.2016 tarih ve 2014/419 Esas – 2016/187 Karar sayılı ek kararın istem gibi ONANMASINA,
2) Suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükmüne ve sanık … hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan sanık … müdafiinin ve katılan … vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
3) Sanıklar …ve … hakkında katılan …’e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Katılan … hakkında… Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 12.05.2015 tarihli heyet raporunda yaralanmasının “duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmadığı” belirtildiği halde, aynı heyet tarafından düzenlenen 03.03.2016 tarihli raporda katılanın yaralanmasının “duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğunun” belirtildiği, bu suretle raporlar arasında çelişki bulunduğu ve 03.03.2016 tarihli raporun inceleme bölümünde katılanın olay tarihinden sonra 28.03.2014 tarihinde trafik kazası geçirdiğinin, femur kırığı ile yaralandığının, sağ femurda eski takılmış olan plak ve vidaların çıkarıldığının belirtildiği, bu raporda ise kaza geçirdiği tarihten sonra 08.02.2016 tarihinde çekilen ortorentgram esas alınarak katılanın duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olup olmadığı hususunun değerlendirildiği, anılan raporda belirtilen bu hususun 18.09.2012 tarihli yargılamaya konu olay nedeni ile mi, yoksa 28.03.2014 tarihli trafik kazası sonrası mı meydana geldiği hususunda tereddüt oluştuğu ve ayrıca katılanın burnunun ısırılması ile yüz sınırları içerisinde meydana gelen yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususunda anılan raporlarda değerlendirmede bulunulmadığı ve bu hususta rapor aldırılmadığı anlaşılmakla; katılanın tüm tedavi evrakları, geçici ve kati raporları ile birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine sevki ile yaralanmasının duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olup olmadığı ve yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı raporu aldırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 13.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.