Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/7559 E. 2019/15497 K. 10.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7559
KARAR NO : 2019/15497
KARAR TARİHİ : 10.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluş, sanık savunması, mağdur ve temyiz dışı sanık ….’in aşamalardaki beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; temyiz dışı sanık … ile mağdur arasındaki kavgaya sonradan dahil olarak kendisine yönelik herhangi bir eylemi olmayan mağduru darp eden sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir eyleminin olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulamamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Mağdur hakkında düzenlenen Balıkkesir Devlet Hastanesinin Göz Hastalıkları Uzmanınca düzenlenen 07.08.2012 tarihli kati raporunda, mağdurun yaralanmasının ne şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilemez olduğu hususlarının denetime olanak verecek açıklıkta belirtilmediği anlaşılmakla, mağdurun tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporları temin edilip, en yakın adli tıp şube müdürlüğüne gönderilerek, mağdurun yaralanması ile ilgili ayrıntılı rapor aldırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yetersiz nitelikteki rapor hükme esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; ihbara konu Balıkesir 2 . Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2015 tarih, 2014/786 Esas – 2015/522 Karar sayılı ilamının 5237 sayılı TCK’nin 125/1. maddesinde düzenlenen “hakaret” suçuna ve TCK’nin 106/1-1. cümlesinde düzenlenen “tehdit” suçuna ilişkin olduğu; denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan “tehdit” suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı, tehdit suçu ile birlikte işlenen hakaret suçu yönünden de 5271 sayılı CMK’nin 253/3. maddesinin uygulanma koşulları ortadan kalktığından uzlaşmanın mümkün hale geldiği anlaşılmakla; TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, söz konusu ilama ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, uzlaşmanın sağlanması halinde sanığın güncel adli sicil kaydında ihbara konu olabilecek başkaca ilamların bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.