Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/7553 E. 2019/15500 K. 10.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7553
KARAR NO : 2019/15500
KARAR TARİHİ : 10.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Mağdurun aşamalarda eline herhangi bir darbe aldığını belirtmemesi, sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında, eşi olan mağdurun parmağındaki kırığın olayla ilişkili olmadığını, bir kaç yıl öncesinde oluştuğunun belirtmesi, sanığın bu iddiasını doğrular nitelikte olan, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen, hastanın tüm gelişlerini gösteren tabloda, 05.03.2008, 13.03.2008 tarihli muayenelerin tanısının, meterkarp kırığına, ayrıca 08.06.2011, 24.06.2011 tarihli muayene tanılarının, parmak kırığına ilişkin olduklarının belirtildiği, buna karşın Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından tanzim olunan 04.11.2014 tarihli raporda, sol el 5. parmak metekarp distalinde ve ayrıca 4. ve 5. parmak distalinde mağdurun hayati fonksiyonlarına etkisinin toplam 2. derece olan iyileşmiş kemik kırığı tespitine yer verildiği ve bu raporun hükme esas alındığının anlaşılması karşısında, belirtilen kırıkların, davaya konu olaya ilişkin olup olmadığı hususunun denetime olanak verecek açıklıkta belirlenemediği anlaşılmakla, ilgili hastaneden önceki tarihlerde ki mağdur müracaatlarında ne tür işlemler yapıldığına ilişkin mağdurun tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporları, en yakın adli tıp şube müdürlüğüne gönderilmek suretiyle yaralanması ile ilgili ayrıntılı rapor aldırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yetersiz nitelikteki rapor hükme esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Taraflar arasında suç tarihinde meydana gelen ve tarafsız görgü tanığı bulunmayan olaya ilişkin olarak alınan adli raporlarda karşılıklı yaralanma bulgularına yer verilmiş olması, tarafların olayın başlangıcına ilişkin anlatımlarında farklılık bulunması ve sanığın aksi ispatlanamayan savunması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 – 238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
3) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.