YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7285
KARAR NO : 2019/14370
KARAR TARİHİ : 03.07.2019
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılanlar… ve …’ın aşamalardaki istikrarlı beyanları, bununla uyumlu adli rapor içeriği ve sanığın da ikrarı karşısında, hükmün gerekçe kısmında sanığın üzerine atılı suçu silahtan sayılan sopa ile işlediği kabul edildiği halde, sanık hakkında katılanlara yönelik eylemi nedeniyle hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nin 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından ve yine Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik ve Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. ve 108. maddeleri gereğince, denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi ile denetim süresinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaması veya herhangi bir yükümlülük belirlenmeden geçirilmesine karar verilmesi görevinin, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, mahkumiyet hükmünde, mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58/7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar şekilde denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük yüklenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükümlerin TCK’nin 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkralarından “herhangi bir yükümlülük öngörülmemesine,” ibaresinin çıkartılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.