Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/6968 E. 2019/15538 K. 10.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6968
KARAR NO : 2019/15538
KARAR TARİHİ : 10.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılan sanık …’in temyiz dilekçesi içeriğinden, temyiz isteminin sanık sıfatıyla ve hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu anlaşılmakla, bu kapsamla sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde;
1)Katılan ve sanığın karşılıklı olarak kavga ettikleri ve katılan hakkında da sanığı kasten yaralamaya teşebbüs suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen olayda, ilk haksız hareketin kimden geldiği hususunda taraflar arasında farklı anlatımlar bulunduğu ve tanığın, kavga sesi duyması üzerine olay yerine sonradan geldiği, bu nedenle olayın ne şekilde başladığına ilişkin net şekilde görgüye dayalı bilgisinin olmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas – 2002/367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
2)Mahkum olduğu hapis cezasının tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemede olumlu kanaat oluştuğu gerekçesiyle 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilen sanığın, 5271 sayılı CMK’nin 231/5.maddesinin uygulanmasını kabul ettiği, katılanın kovuşturma aşamasında maddi zararının ve zarar tazmin talebinin olmadığını beyan ettiği ve sanığın adli sicil kaydında bulunan Ulus (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 18.10.2006 tarihli ve 2006/123 Esas – 2006/340 Karar sayılı ilamının 5237 sayılı TCK’nin 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen “tehdit” ve TCK’nin 125. maddesinde düzenlenen “hakaret” ve TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen “kasten yaralama” suçlarına ilişkin olması, “tehdit” suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı, tehdit suçu ile birlikte işlenen hakaret ve kasten yaralama suçları yönünden de 5271 sayılı CMK’nin 253/3. maddesinin uygulanma koşulları ortadan kalktığından uzlaşmanın mümkün hale geldiği anlaşılmakla, TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, söz konusu ilama ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3)Sanığın lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesi karşısında, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nin 50. maddesinde öngörülen adli para cezası dışında diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilip çevrilmeyeceği hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 10.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.