Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/6068 E. 2019/14517 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6068
KARAR NO : 2019/14517
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; ihbara konu Beyşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.10.2015 tarih 2015/271 Esas – 2015/556 Karar sayılı ilamında uygulanan ve 5237 sayılı TCK’nin 106/1-1. cümle maddesinde tanımlanan tehdit suçunun hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma kapsamına alınmış olması gözetilerek, mahkemece uzlaştırma yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
2) Katılan … hakkında düzenlenen… Devlet Hastanesinin 02.06.2009, tarihli adli raporunda, sağ ikinci parmak proksimal falanksta kırık tespit edildiğinin bildirildiği,… Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 24.07.2009 tarihli raporunda ise, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği ifade edilmiş ise de kırığın derecesine ilişkin görüş belirtilmediği anlaşılmakla, katılana ait tüm tıbbı evrakın ve raporların temini ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen ölçütlere uygun olarak kırığın derecesi belirtilecek şekilde rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1.) ila ağır (6.) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine görecezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, katılanda meydana gelen kırığın hafif (1.) derece olduğunun mahkemece kabulüne rağmen, TCK’nin 3. maddesine göre cezada orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasında (1/4) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
4) Sanığın, temyiz dışı diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek katılanı kasten yaraladıklarının anlaşılması karşısında, sanık hakkında ayrıca TCK’nin 86/3-e. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 04.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.