Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/5840 E. 2019/14431 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5840
KARAR NO : 2019/14431
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, yokluğunda verilen kararın tebliği için sanığın adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usule aykırı olduğu anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine sunduğu 05.02.2016 tarihli eski hale getirme ve temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Müştekinin suç tarihinde 81 yaşında olmasına göre, suç tarihinde beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olup olmadığı belirlenerek sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümde TCK’nin 86/3-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin
gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas -2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken, 5275 sayılı Kanun’un 108/2. ve 5237 sayılı TCK’nin 58/7. maddeleri dikkate alınarak, tekerrüre esas mahkûmiyetlerden en ağır cezayı içeren Adana 12.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2008 tarihli 2006/857 Esas, 2008/697 Karar sayılı hırsızlık suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin ilamın tekerrüre esas alınması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeksizin, birden fazla ilamın tekerrüre esas alınarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
2)Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Savur Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2012 tarihli, 2012/2 Esas, 2102/119 Karar sayılı hakaret suçundan 3 ay hapis ve kasten yaralama suçundan 1 yıl 2 ay hapis cezalarına ilişkin ilamın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Ceza Dairesinin 28.10.2015 tarihli ve 2015/15485 Esas, 2015/30243 Karar sayılı ilamı kasten yaralama suçunun düzeltilerek onanmasına, hakaret suçunun ise bozulmasına karar verilmiş olmasına göre söz konusu ilamın tekerrüre esas teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükümlerden “Sanığın Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.03.2006 tarih, 2005/979 Esas, 2006/376 Karar sayılı, 30.01.2012 kesinleşme tarihli, Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.05.2008 tarihli, 2008/59 Esas, 2008/351 Karar sayılı, 06.03.2012 kesinleşme tarihli, Savur Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2012 tarihli, 2012/2 Esas, 2102/119 Karar sayılı, 09.11.2012 kesinleşme tarihli, Midyat Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2010 tarihli, 2010/313 Esas, 2010/399 Karar sayılı, 09.12.2013 kesinleşme ve infaz tarihli” ibarelerinin çıkartılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.