Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/5220 E. 2019/14535 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5220
KARAR NO : 2019/14535
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Suça sürüklenen çocuklar… ve… hakkında katılanlara karşı hakaret suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazları ile suça sürüklenen çocuk …’ın katılan …’e karşı basit yaralama suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye göre katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2) Suça sürüklenen çocuk … hakkında katılan …’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a)Katılan … hakkında düzenlenen… Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 22.07.2014 tarihli raporunda, yüzde kalıcı iz açısından değerlendirme yapılabilmesi için kişinin olay tarihinden en az 6 (altı) ay geçtikten sonra muayeneye gönderilmesi gerektiğinin bildirildiği, 25.03.2015 tarihli raporunda ise, muayenesinde burun dorsumunda sağa doğru deviasyon izlendiği, yüzde kalıcı iz olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılabilmesi için; kişinin olay öncesinde çekilmiş yüz bölgesini gösterir fotoğrafları ile birlikte… Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalına gönderilerek mütalaa alınması gerektiğinin bildirilmiş olması karşısında, katılanın tüm tıbbi evrakı ve raporlarının temini ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanarak 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen ölçütlere uygun olarak mevcut yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususunda rapor aldırılıp, sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
b)Suça sürüklenen çocuğun eylemi neticesinde, katılanın yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı aynı zamanda hayat fonksiyonlarını hafif (1.) derecede etkileyen kemik kırığının meydana geldiği olayda, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nin 86/1. maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak TCK’nin 61. maddesindeki ölçütler ve TCK’nin 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi gözetilerek sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c)Suça sürüklenen çocuğun eylemi neticesinde, katılanın yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı aynı zamanda hayat fonksiyonlarını hafif (1.) derecede etkileyen kemik kırığının meydana geldiği olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulurken yalnızca TCK’nin 87/1-d-son maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, TCK’nin 87/3. maddesi uyarınca da artırım yapılması,
d)Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e maddeleri uyarınca belirlenen 1 yıl 15 ay hapis cezasına TCK’nin 87/1-d maddesi gereğince 1 kat artırım uygulandıktan sonra cezanın 5 yılın altında kalması nedeniyle TCK’nin 87/1-son maddesi uyarınca cezanın 5 yıla çıkarılması gerekirken, doğrudan 5 yıl hapis cezası tayini,
e) Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olan 22.04.2014 yerine 22.04.2013 yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 04.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.