YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/302
KARAR NO : 2019/497
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dairemizin 19.11.2018 tarih ve 2018/2670 Esas – 2018/17693 sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının özetle “…5237 sayılı TCK’de, 765 sayılı TCK’ den farklı olarak cezaların içtimai hükmüne yer verilmeyip hükümlerin müstakilen varlığını devam ettirdikleri hususu gözetildiğinde, sanığın kazanılmış hakkının bozma öncesi TCK’nin 86/2. maddesi gereğince hükmedilen 6 ay hapis cezası olduğunun kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesine muhalefet edilmesi” gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, bozma ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 31.12.2018 tarih 3-2018/4396 sayılı itiraznamede özetle; yerel mahkemece verilen ilk hükmün aleyhe temyiz edildiği ancak aynı eylem nedeniyle kasten yaralama suçundan 6 ay hapis cezası, kasten silahla yaralamaya teşebbüsten ise 4 ay 15 gün hapis cezası verildiği, bu nedenle ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının, 10 ay 15 gün hapis cezası olup yerel mahkemece 20.06.2017 tarihinde kurulan ikinci hükümde neticeten verilen 9 ay hapis cezasının usul ve kanuna uygun bir ceza olduğu, gerekçesi ile hükmün bozulmasına ilişkin kararın kaldırılarak, hükmün onanmasının talep edildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık hakkında, Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2017 tarih ve 2015/820 Esas – 2017/508 sayılı karar ile 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3.c maddeleri gereğince verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz sonrası, Dairemizce verilen kararda da belirtildiği üzere 5237 sayılı TCK’de, 765 sayılı TCK’ den farklı olarak cezaların içtimai hükmüne yer verilmeyip hükümlerin müstakilen varlığını devam ettirdikleri hususu gözetildiğinde, kazanılmış hakkın bozma öncesi TCK’nin 86/2 maddesi gereğince hükmedilen 6 ay hapis cezası olduğu, Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,
2) Dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.01.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Tüm dosya kapsamına göre; katılan …’nin … mahallesi … sitesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, sitede çalışan diğer güvenlik görevlileri tarafından site içerisinde şüpheli şahısların bulunduğuna ve hırsızlık amacıyla gelmiş olabileceklerine ilişkin yapılan ihbar üzerine katılanın, şüpheli davranışlar sergileyen ve “dur” ihtarına uymayıp kaçmaya çalışan sanığın yanına yaklaştığı, bu sırada sanığın elindeki maket bıçağını katılana doğru salladığı, geri çekilen katılanın isabet almadığı, devam eden kavga sırasında sanığın tekme ve yumruklarla katılanı basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı olayda,
Bozma öncesi yerel mahkeme tarafından sanık hakkında ayrı ayrı TCK’nin 86/2 maddesi gereği tamamlanmış suçtan 6 ay hapis ve TCK’nin 86/2, 86/3.e, 35 maddeleri gereğince maket bıçağı ile yaralamaya teşebbüs suçundan 4 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin iki ayrı hüküm kurulduğu, Dairemizin bozması ile sanık hakkında tamamlanmış silahla basit kasten yaralama suçundan tek hüküm kurulması gerektiğine karar verilerek bozulduğu, Dairemizin bozması sonrası, yerel mahkeme tarafından sanık hakkında TCK’nin 86/2, 86/3.e maddeleri gereğince tamamlanmış suçtan 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, somut olayda aleyhe temyiz olmadığından sanığın kazanılmış hakkının ilk hükümde kurulan hükümlerle verilen cezaların toplamı olan 10 ay 15 gün hapis cezası olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemenin hükmünün onanması gerekirken sanığın kazanılmış hakkının tamamlanmış suçtan verilen 6 ay hapis cezası olduğu belirlenerek, kazanılmış hakka aykırılıktan bozma kararı veren sayın çoğunluğun görüşlerine muhalifiz, Yargıtay Başsavcılığının itirazının kabul edilmesi gerektiği görüşündeyiz.