YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2886
KARAR NO : 2019/10235
KARAR TARİHİ : 13.05.2019
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık hakkında, Tatvan Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2010 tarih ve 2009/573 Esas, 2010/387 Karar sayılı ilamla hükümlülüğüne, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, hükmün kesinleşmesinden sonra kasıtlı yeni bir suç işlemesi nedeniyle mahkemesine yapılan ihbar üzerine, duruşma açılıp, yeniden hüküm kurulmuş ise de; temyize, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, yazılı şekilde eksik ve yetersiz gerekçe ile karar verilmek suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve CMK’nin 34. ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılması,
2) Mağdur hakkında düzenlenen … Devlet Hastanesinin 07.10.2009 tarihli raporunda yüzde sabit iz için 6 ay sonra değerlendirilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, ancak aynı Hastane tarafından düzenlenen 28.05.2010 tarihli raporda mağdurun yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı hususunda değerlendirmede bulunulmadığı anlaşılmakla, mağdurun tüm tedavi evrakları, geçici ve kati raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevki ile, yaralanmasının “yüzde sabit iz” niteliğinde olup olmadığı hususunda rapor aldırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
3) 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesindeki, kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, TCK’nin 86/1. maddesine göre belirlenen cezanın, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre yarısına kadar artırılacağına dair düzenleme karşısında, mağdurdaki kırığın hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1) derece olarak belirlendiği halde, TCK’nin 3. maddesinde belirtilen orantılılık ilkesine aykırı olarak sanık hakkında TCK’nin 86/1. maddesine göre belirlenen cezada (1/4) oranında artırım yapılmak suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın vasisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 13.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.