Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/2588 E. 2019/10162 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2588
KARAR NO : 2019/10162
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması sureti ile mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Sanığın, denetim süresinde işlediği suça ilişkin ihbara konu ilamın hükmün açıklanması tarihinden sonra, 26.03.2018 tarihinde kesinleştiği, ihbara konu ilam ekinde gönderilen kesinleşme şerhinin aynı ilamdaki başka bir sanığa ait olduğunun gözetilmemesi,
2) Sanık hakkında hükmün açıklanması geri bırakılırken TCK’nin 86/1, 86/3-a, e, 87/3, 29, 62 maddeleri gereğince 8 ay 22 gün hapis cezasına hükmedildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi gereğince hüküm açıklanırken sanık hakkında TCK’nin 86/1, 86/3-a, e, 87/1-c, 87/3, 87/1.son, 29, 62 maddeleri gereğince 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmedildiği, açıklanması geri bırakılan önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi ve sanığın kazanılmış hakkının da gözetilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde hüküm kurularak 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesine muhalefet edilmesi,
3) Mağdurun yaralanmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu Gaziosmanpaşa Şube Müdürlüğünün 19.08.2009 tarih, 2009/4699 numaralı raporunda “Kafatasının sol tarafında, sol alna doğru 10 cm derin kesi ve ayrı aks boyunca sol göz yanında, göz altında sol dudak bölgesine kadar 15 cm’lik derin kesi olduğu, sol frontalde çökme fraktürü, epidural hematom olduğunun” bildirildiği, Adli Tıp Kriterlerine göre, çökme kırığı ve epidural hematomun yaşamsal tehlikeye neden olduğunun bilinmesine karşın, söz konusu raporda kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığının belirtildiği, ayrıca dosyada mağdurun yüz sınırları içerisinde meydana gelen yaralanmasına ilişkin sabit izi yönünden rapor aldırılmadığı ve hükme esas alınan yüzde sabit iz raporunun sanık…’e ait olduğunun anlaşılması karşısında, mağdurun tüm tıbbi evrak, varsa grafileri temin edilerek ve mağdurun bizzat muayenesi sağlanarak, yaralanmanın yüzde sabit ize ve yaşamsal tehlikeye neden olup olmadığı hususunda tereddüte yer bırakmayacak şekilde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden kati rapor aldırıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Sanık ile mağdurun kardeş oldukları, olay günü mağdurun telefonla, sanıktan para istemesi üzerine sanığın vermek istemediği, karşılıklı küfürleştikleri, alkollü olan sanık ve mağdurun farklılık arzeden anlatımlarına göre, karşılaşmaları sonrası birbirlerini yaraladıkları olayda, olayı gören tarafsız tanığın bulunmadığı ve adli raporlara göre her iki tarafında yaralandığı gözetildiğinde, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesine göre asgari düzeyde indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde (1/2) oranında indirim yapılarak eksik ceza tayin edilmesi,
5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre;
6) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas- 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
7) Sanığın, kardeşi olan mağduru, silahla yüzde sabit ize ve kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı olayda, en ağır cezayı içeren yüzde sabit ize neden olan yaralama eyleminden dolayı TCK’nin 86/1, 86/3-a, e 87/1-c, 87/1-son maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken, ayrıca 5237 sayılı TCK’nin 87/3 maddesine göre kırıktan arttırım yapılmak sureti ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
8) Sanığın, kardeşi olan mağduru, TCK’nin 6/1-f.4 maddesine göre silahtan sayılan satır ile yüzde sabit iz oluşacak ve kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması nedeniyle, TCK’nin 3. maddesinde belirtilen orantılılık ilkesi gözetilerek temel ceza tayininde, sonuca etkili olacak şekilde TCK’nin 61. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
9) Sanık hakkında kurulan hükümde, TCK’nin 62. maddesine göre indirim yapılırken sonuç cezanın ” 2 yıl 1 ay hapis cezası” yerine “1 yıl 13 ay hapis cezası” olarak hesaplanması sureti ile eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılıKanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 13.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.