Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2019/2224 E. 2019/9940 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2224
KARAR NO : 2019/9940
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; ihbara konu Büyükçekmece 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2015 tarih, 2012/2805 Esas – 2015/195 Karar sayılı ilamının 5237 sayılı TCK’nin 141/1 maddesinde düzenlenen “hırsızlık” suçuna ilişkin olduğu; denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan “hırsızlık” suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, söz konusu ilama ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Müşteki hakkında … Asker Hastahanesi tarafından düzenlenen 24.12.2007 tarihli raporda, mağdurun yaralanmasının şu haliyle yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, ancak kesin sonucun yara iyileşmesinin tamamlandığı 6.aydan sonra verilebileceği belirtildiği halde, olay tarihinden 6 ay sonra bu hususta rapor alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmakla, mağdurun en yakın adli tıp şube müdürlüğüne sevki ile, yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı ve TCK’nin 86 ve 87 maddeleri kapsamında rapor aldırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Sanığın eylemini TCK’nin 6/1-f maddesi kapsamında silahtan sayılan sürahi ile işlediği olayda, mahkemece sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi uyarınca belirlenen temel cezadan, aynı Kanun’un 86/3-e hükmü gereğince (½) oranında arttırım yapılmaması suretiyle eksik ceza tayini,
4) Sanık hakkında dava konusu suç ile ilgili olarak daha önce CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılıp hükmün açıklanmasına karar verilerek yeniden hüküm kurulmuş ise de; temyize konu olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nin 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılması,
5) Hükmün sonuç cezanın belirlendiği kısmında, “3 ay 10 gün hapis cezası üzerinden TCK’nin 52.maddesi uyarınca günlüğü 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına” denilmek suretiyle karışıklığa sebebiyet verilmiş olması,
6) Hapis cezasına mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53/1. maddesi uygulanmamış ise de, hak yoksunluğu kasıtlı suçtan verilen hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olup, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/8 Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle de, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın CMUK’un 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı açısından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, 08.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.