Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/9387 E. 2019/1291 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/9387
KARAR NO : 2019/1291
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Katılan …’nın yaralanmasına ilişkin Dinar İlçe Hastanesince düzenlenen 7619 nolu geçici adli raporda “Sol kaş lateralinde yaklaşık 1,5 cm’lik kesi ve kesi etrafında 3 cm’lik alan içeren şişlik, üst dudak üstünde, burun sol kenarında yaklaşık 0,5 cmlik kesi ve şişlik” olduğu belirtildiği halde, katılanın yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmayacağı hususunda en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğünden rapor aldırılmadan eksik inceleme ile sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi,
2) Katılan …’nın yaralanmasına ilişkin Dinar İlçe Hastanesince düzenlenen 7618 nolu geçici adli raporda, “Oksipito pariyetalde yaklaşık 3 cm’lik şişlik ve yaklaşık 1 cm’lik yüzeyel kesi, boyun sağ kısmında yaklaşık 10 cm’lik alanı içeren posteriordan anteriora uzanımlı düzgün sınırlı çizgisel tarzda abrazyonlar, sol zigomada yaklaşık 5 cmlik alanda ekimoz ve şişlik” olduğu belirtilmiş olması karşısında, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilememe ihtimaline binaen, bu hususta en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğünden rapor aldırılmadan eksik inceleme ile sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi,
3) Katılan … ‘ın yaralanmasına ilişkin Dinar İlçe Hastanesince düzenlenen 16.07.2014 tarihli raporda, katılandaki yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtildiği halde, sanık hakkında kurulan hükümde temel cezanın TCK’nin 86/2 maddesi yerine 86/1 maddesi gereğince belirlenmesi sureti ile fazla cezalar tayin edilmesi
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5) Kabule göre; katılanlar … ve …’nın yaralanmasına ilişkin Dinar İlçe Hastanesince düzenlenen 16.07.2014 tarihli raporda, katılanlardaki yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtildiği halde, sanık hakkında kurulan hükümlerde temel cezanın TCK’nin 86/2 maddesi yerine 86/1 maddesi gereğince belirlenmesi sureti ile fazla cezalar tayin edilmesi
6) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
7) Katılan …’nın, sanığın kayınbiraderi olup TCK’nin 86/3.a maddesinde arttırım nedeni olarak belirtilen akrabalık ilişkileri kapsamında olmadığı gözetilmeden, TCK’nin 86/1. maddesine göre alt sınırdan uzaklaşma gerekçesine esas alınması,
8) TCK’nin 125/4. maddesinde düzenlenen aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, katılan …’nın beyanından olayın, sanık ve katılanlar … ile …’ın yaşadığı evin merdivenlerinden aşağıya inerken gerçekleştiğinin anlaşılması nedeniyle, öncelikle bu yerin taraf ve tanık beyanlarıyla niteliğinin tespit edilmesi, bu yönde doğru bir tespite ulaşılamaması halinde ise, mahallinde keşif yapılarak suç yerinin niteliğinin tespit edilmesi, denetime imkan sağlayacak olay yeri fotoğraflarının dosya arasına alınması ve buna göre aleniyet ögesinin ne şekilde oluştuğunun tartışılması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun BOZULMASINA, 28.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.