Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/9372 E. 2019/7493 K. 08.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/9372
KARAR NO : 2019/7493
KARAR TARİHİ : 08.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanık …’nın mahkumiyetine, …’ın beraatine dair

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
…’un temyiz dilekçesinde sanık olarak yargılandığından bahisle hükmü temyiz ettiği, … hakkındaki hükümlere yönelik temyiz isteminde bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
1) Sanık …’un hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın bir sebebe dayanmayan temyiz dilekçesine göre, temyiz isteminin hükmün gerekçesine yönelik bulunmadığı gibi beraat kararını temyizde de hukuki yararı olmadığından sanığın temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2) Sanık … hakkında tehditten ve yaralamadan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın duruşmada savunması alınırken bildirdiği adres ile mernis adresi aynı olduğundan; sanığa gerekçeli kararın Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği yapılarak, sanığın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim ederek ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekirken, bu işlemler yapılmadan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre işlem yapılarak sanığın en yakın komşularından birine, yönetici veya kapıcıya bildirilmeden doğrudan muhtara teslim edilmesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu, sanığın temyiz istemi süresinde olduğundan tebliğnamenin redde ilişkin görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
a) CGK’nin 22.10.2002 tarih 2002/4-238 Esas ve 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanık lehine TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Yaralamadan kurulan hüküm yönünden; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.