Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/7886 E. 2018/19337 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7886
KARAR NO : 2018/19337
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Kasten yaralama suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair….1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/435 Esas, 2016/408 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 25.10.2018 tarih ve 2018/11558 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2018 tarih ve 2018/87892 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli ve 2013/14-102 Esas, 2014/128 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği ve bozma kararının aleyhe sonuç doğuracağı nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, sanığın adli sicil kaydında daha önce işlemiş olduğu suçlar nedeniyle …. 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.05.2011 tarihli ve 2009/487 Esas, 2011/701 sayılı 11.11.2011 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair mahkumiyet kayıtlarının bulunduğu, işbu yargılamaya konu 31.08.2014 tarihinde işlenen suçun ise anılan kararın denetim süresinde işlendiği cihetle, 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçimindeki düzenleme karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun maddi ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran karma bir yapıya sahip olması gözetildiğinde, kanun değişikliği öncesi dikkate alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza

-1-

Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca lehe değerlendirme yapılması gerektiği, sanık hakkındaki yargılama konusu suç tarihi her ne kadar 6545 sayılı yasa değişikliğinden sonra 31.08.2014 ise de, sanığın adli sicil kaydında görülen ilk suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 26.05.2011 tarihinde kesinleştiği, ikinci suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 10.12.2012 tarihinde kesinleştiği 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş bir suç olduğu cihetle, suç tarihi itibari ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir hal olmadığı, sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı anlaşılmakla,
Açıklanan bu nedenlerle….1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/435 Esas, 2016/408 sayılı kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, 12.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

-2-