Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/7431 E. 2018/19334 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7431
KARAR NO : 2018/19334
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2018/5032 Esas, 2018/13181 Karar sayılı bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02.11.2018 tarih KD – 2018/48788 sayılı itiraznamesi ile, kasten yaralama suçundan sanık …’in 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 456/2, 457/1, 51/1, 55/3 ve 59/2. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 6. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin ….3. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2007 tarihli ve 2005/808 Esas, 2007/602 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği ihbarı üzerine, sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı sebebiyle düşürülmesine ilişkin aynı Mahkemenin 06.12.2012 tarihli ve 2012/1197 Esas, 2012/1162 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51/7. maddesinde yer alan, “Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, kesinleşmiş bulunan erteleme kararının aynen infazına karar verilmesi gerekirken davanın zaman aşımı sebebiyle düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, kanun yararına bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2018/5032 Esas, 2018/13181 sayılı kararıyla; kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, olayda eski 765 sayılı TCK’nin uygulandığı 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi gereğince erteleme yapıldığı, TCK’nin 95/2. maddesi gereğince aynen infaz kararı verilebileceği, hüküm tarihinin 29.03.2007 olduğu, hüküm tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden 06.03.2011 tarihinde suç işlendiğinden aynen infaz kararı verilmesi gerektiği nedenle, ….3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.12.2012 tarihli ve 2012/1197 Esas, 2012/1162 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara karşı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.2010 gün ve 2-6 sayılı, “……..03.06.1936 gün ve 129-11 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere düşme kararı mahkumiyet dışında davanın esasını çözen nitelikte bir karar olduğundan, yasa yararına bozma istemi üzerine Özel Dairece 5271 sayılı CYY’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmayacak ve yeniden yargılama yapılmayacak şekilde yasa yararına bozma

-1-

kararı verilmesi yerine, hükmün anılan Yasanın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar verilmesi isabetsiz olup……” şeklindeki kararında da düşme kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış, yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından benzer bir kararda (10.10.2006 gün ve 2006/186-209 sayılı) da, düşme kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi kapsamında kalan mahkumiyet dışında davayı esastan çözen bir karar olduğu kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; yerel mahkemece verilen zaman aşımı nedeniyle düşme kararı, 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesinde sayılan ve davayı esastan çözen mahkumiyet dışında bir karar olduğundan, kararın Özel Dairece 5271 sayılı CMK’nin 309/4-c maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesi uyarınca dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2) Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2018/5032 Esas, 2018/13181 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3) Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ….3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.12.2012 tarihli ve 2012/1197 Esas, 2012/1162 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4-c maddesi gereğince aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

-2-