Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/7430 E. 2018/19335 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7430
KARAR NO : 2018/19335
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2018/5006 Esas, 2018/13164 Karar sayılı bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02.11.2018 tarih KD – 2018/51584 sayılı itiraznamesi ile, basit kasten yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk …’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 31/3, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.320,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, anılan Kanun’un 231/8. maddesi gereğince 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair … Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2010 tarihli ve 2009/53 Esas, 2010/256 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 31/3, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.320,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2018 tarihli ve 2017/135 Esas, 2018/5 sayılı kararına karşı, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun’un 23. maddesinde “(1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır.” ve 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 10. fıkrasında “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.” şeklindeki düzenlemelere nazaran, somut olayda suça sürüklenen çocuk hakkında verilen … Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 08.01.2011 tarihinde kesinleştiği ve 3 yıllık denetim süresinin kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı ve 08.01.2014 tarihinde sona ereceği, bununla birlikte deneme süresinde işlendiği iddia olunan … Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2017 tarihli ve 2015/187 Esas, 2017/89 sayılı kararına konu yeni suçun ise denetim süresinin bitiminden sonra, 19.06.2015 tarihinde işlendiği göz önüne alındığında, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemediği gözetilmeden, düşme kararı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, kanun yararına bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2018/5006 Esas, 2018/13164 sayılı kararıyla; kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, … Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2018 tarihli ve 2017/135 Esas, 2018/57 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, karar verilmiştir.

-1-

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara karşı; Bozma nedeni, netice itibariyle hükümlüye daha az bir cezanın verilmesini ya da cezanın kaldırılması gerektiriyorsa 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi gereğince yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, bu hafif cezaya veya cezanın kaldırılmasına doğrudan Özel Dairece karar verilmesi gerekmektedir. Özel Dairece, yeniden yargılama yasağı olduğu halde, daha az cezaya hükmedilmeyip ya da ceza kaldırılmayıp, hukuka aykırılığın giderilmesinin yerel mahkemeye bırakılması halinde, bu aşamada yerel mahkemenin vereceği karar yok hükmünde olacağından, hükümlü lehine sonuç doğuracak olan hukuka aykırılık da yasal olarak giderilmemiş olacaktır.
Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.06.2006 gün ve 2006/151-157 , 13.02.2007 gün ve 2006/349, 2007/35, 18.09.2007 gün ve 2007/186-178, 13/05/2008 gün ve 2008/84-111 ile 14.04.2009 gün ve 2009/75-101 Esas – Karar sayılı kararlarında da, mahkumiyet hükümleri yönünden verilen kararların, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi kapsamında kaldığı kabul edilerek, hukuka aykırılıkların bizzat Özel Dairelerce giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Somut olayda, suça sürüklenen çocuk … hakkında, kasten yaralama suçundan … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada, suça sürüklenen çocuk deneme süresi içerisinde yeni bir kasıtlı suç işlemediğinden hakkında düşme kararı verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, Yüksek Dairece, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak buradaki bozma nedeni, hükümlü suça sürüklenen çocuk hakkındaki davanın düşürülmesine karar verilmesini gerektirdiğinden, bozma nedeni hükümlü hakkında verilen cezanın tamamen kaldırılması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle bozma 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi kapsamında kalıp, yeniden yargılama yasağı bulunması nedeniyle belirlenen hukuki aykırılığın, bizzat Özel Dairece giderilerek kasten yaralama suçundan açılan davanın düşmesine karar verilmesi ve verilen cezanın kaldırılması hususunun da bizzat Özel Dairece uygulanması gerektiği gözetilmeden, kararın bozulmasına, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verilmesinin isabetli olmadığı kanaatine varılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesi uyarınca dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 10. fıkrasına göre; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.” Her ne kadar ihbara konu … Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2017 tarihli ve 2015/187 Esas, 2017/89 sayılı kararına konu yeni
-2-

suçun denetim süresinin bitiminden sonra, 19.06.2015 tarihinde işlendiği göz önüne alındığında, suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içerisinde suç işlemediği anlaşılmakta ise de, denetim süresinde hükmün açıklanmasını gerektirecek başka bir suç işleyip işlemediğinin bu aşamada anlaşılmayabileceği, denetim süresinde işlenmiş olmak koşuluyla sonraki suça ilişkin kararın denetim süresi bittikten sonra kesinleşmesinin söz konusu olabileceği, bu nedenle davanın düşmesine karar verilmesi hususunun mahallinde mahkemesince değerlendirilmesinin uygun olacağı, dairemizin bozma kararının sonraki işlenen suçun denetim süresinden sonra işlenmesi nedeniyle hükmün açıklanmasına neden olamayacağı yönünde olduğu, mahkemece bu aşamada düşme kararı değil, koşulları oluşmadığından “hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmesi” gerektiği anlaşılmakla, Dairemizin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,
2) 5271 sayılı CMK’nin 308/2. fıkrası uyarınca Dairemizin 19.09.2018 gün ve 2018/5006 Esas, 2018/13164 Karar sayılı bozma kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE; 12.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

-3-