Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/5627 E. 2019/535 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5627
KARAR NO : 2019/535
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanığın, eşi olan tanık … ile katılan arasında gönül ilişkisi olduğunu öğrendiği ve bunun üzerine tanık Döndü ile ayrılık aşamasına gelmeleri nedeniyle sanık ile katılan arasında husumet bulunduğu, suç tarihinde evinde bulunan sanığın katılanı traktörü ile evinin önünden geçerken görmesi üzerine, bu olayların kendisinde meydana getirdiği hiddet ile, evinde bulunan yarı otomatik av tüfeğini alarak, evinin penceresinden yaklaşık 19 metre mesafeden katılanı hedef alarak bir el ateş ettiği, sonrasında dışarı çıkarak yaklaşık 12 metre mesafeden bir el daha ateş ettiği, katılanın sol el serçe parmağından ve karın bölgesinden isabet alarak, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve hayati fonksiyonlarını ağır (5.) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı olayda; sanığın hedef aldığı vücut bölgesi, yara yerleri ve niteliği, kullanılan aletin elverişliliği, atış mesafeleri, sanık ile katılan arasındaki husumet birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastı kasten öldürmeye yönelik olduğu halde, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
2) İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 15.06.2015 tarihli raporunun sonuç kısmının (4) numaralı bendinde, yüzde sabit iz/yüzün sürekli değişikliği ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması/yitirilmesi yönünden kişinin tedavisinin tamamlanmasından sonra kulak burun boğaz uzmanı tarafından hazırlanacak kontrol muayene raporunun gönderilmesi sonrasında değerlendirme yapılabileceği belirtildiği halde, bu hususta rapor aldırılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
4) Sanığın 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29. maddeleri uyarınca belirlenen 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK’nin 62. maddesi uyarınca (1/6) oranında indirim uygulanması sırasında hesap hatası yapılarak 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası yerine, 2 yıl 12 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.