Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/5310 E. 2019/6126 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5310
KARAR NO : 2019/6126
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık … müdafiinin 21.06.2012 havale tarihli temyiz dilekçesinde açıkça hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlere itiraz ettiklerini beyan ettiği, dilekçesinde temyiz talebinde bulunmadığı, sanık … müdafiinin itirazının, itiraz merciinin 22.10.2012 tarih, 2012/574 değişik iş numaralı kararı ile incelenerek kabulüne karar verildiği, ayrıca sanık … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükme yönelik itirazın da olmadığı anlaşılarak yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Sanık … hakkında kurulan hükmün gerekçesinde “… ve … arasındaki ilk tartışma olayını kimin başlattığının tespit edilemediği, taraflar arasında olaydan önce başka bir olaydan dolayı husumet bulunduğu, olayın başlangıncına ilişkin tarafsız görgü tanığının bulunmadığından şüpheden sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak …TCK’nin 29/1 fıkrasında düzenlenen haksız tahrik hükümleri gereğince (1/4) oranında indirim yoluna gidilmiş” olduğu belirtildiği halde, hüküm kısmında TCK’nin 29. maddesine göre (3/9) indirim yapılarak hükümde çelişkiye neden olunması,
2) Sanıklar …, …, … ve …’ın haklarında birden fazla kişi ile tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, tanıklar …, … ve …’ın aşamalardaki beyanlarında dört yabancı olarak tanımladıkları sanıkların ellerinde sopa olduğunu, fanilalı olan şahsın tehdit eylemini gerçekleştirdiği beyan etmesi, yine sanık … ‘nın, sanıkların ellerinde sopa olduğu ve sanıklardan …’ın “Biz adam öldürmeye geldik” diyerek tehdit ettiği şeklindeki beyanı, katılanlardan …’nın aşamalarda sanık …’in tehdit içeren söz söylemediği ve olayı ayıralım dediğine ilişkin beyanı ile katılan …’ya yaptırılan 20.04.2009 tarihli teşhiste …’in kavgaya karışmadığı, aralamaya çalıştığı yönündeki beyanı karşısında, katılanların beyanları ile tanıklar …, … ve …’ın beyanları arasındaki çelişki giderilmeden, tehdit eylemini gerçekleştirdiği iddia edilen “fanilalı şahsın” kim olduğu tespit edilmeden ve sanıkların tehdit eylemini ne şekilde birlikte gerçekleştirdikleri, hangi beyana neden üstünlük tanındığı hususları gerekçede tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanıklar …, …, … ve … haklarında mahkumiyet hükmü kurulması,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Kabule göre; sanık … hakkında kurulan hükümde, TCK’nin 29. maddesine göre (3/9) oranında indirim yapılırken “4 yıl hapis cezası” yerine “4 yıl 6 ay hapis cezasına” hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanık …’ın kazanılmış haklarının gözetilmesine 25.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.