Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/4957 E. 2019/444 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4957
KARAR NO : 2019/444
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Önceki hükmün Dairemizin 09.06.2016 tarih, 2015/29210 Esas – 2016/13761 Karar sayılı ilamı ile sanık aleyhine bozulması nedeniyle 1412 sayılı CMUK’un 326/2. maddesindeki “Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir.” şeklindeki düzenleme gereğince, sanık hakkında aleyhe bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmadan bozma öncesinden daha ağır cezaya hükmolunması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2) Sanığın, katılanı Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen 20.09.2017 tarihli raporda, künt travmaya maruz kalan kişide oluşan sağ gluteal bölgede derin yumuşak doku hematomu nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve sol 3. kot posterolateralde orta (2.) derece nondeplase kemik kırığı oluşacak şekilde meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak olayın efor ve stresiyle kendinde mevcut kalp damar hastalığının akut hale geçerek myokard infarktüsü geçirmesine neden olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla dava konusu olayla geçirdiği myokard infarktüsü arasında illiyet bağı bulunduğu cihetle, geçirdiği myokard infarktüsünün kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, kişide dava konusu olay tarihinden önce mevcut olan kronik kalp – damar hastalığının olaya bağlı myokard infarktüsü geçirmesinde kolaylaştırıcı bir etken olarak rol oynadığının belirlendiği kabul edilerek sanık hakkında TCK’nin 86/1, 87/3. maddelerinin uygulanması suretiyle cezalandırılmasına dair olayda;
Sanığın bir dönem ticari ilişki içinde bulunduğu, aynı zamanda akrabası olan ve soruşturma aşamasında kalp hastası olduğunu bildiği katılanı, kasten yaralama suçunun TCK’nin 86/1. maddesi kapsamında temel suç tipini gerçekleştirecek şekilde yaralamış olması nedeniyle artık objektif özen yükümlülüğünün ihlal edilmiş olacağı, eklenen ağır netice bakımından ayrıca objektif özen yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediğinin incelenmesine gerek bulunmadığı, gerçekleşen ağır netice (hayati tehlike) bakımından sanığın sorumlu tutularak TCK’nin 87/1-d-son maddesinin uygulanması suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde eksik ceza tayini,
3) Kısa süreli hapis cezası ertelen sanık hakkında TCK’nin 53/4. maddesi uyarınca TCK’nin 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4) Kabule göre de;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca tayin olunan hapis cezası üzerinden 87/3. maddesi uyarınca (1/6) oranında artırım yapılırken “1 yıl 2 ay” hapis cezası yerine hesap hatası yapılarak yazılı şekilde “1 yıl 6 ay” hapis cezasına hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 10.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.