Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/3573 E. 2018/18049 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3573
KARAR NO : 2018/18049
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Mağdurun sanık tarafından sert bir cisimle kendisine vurulduğunu beyan ettiği, mağdur hakkında düzenlenen Bünyan Devlet Hastanesinin 20.04.2008 tarihi raporunda, mağdura sert bir cisimle vurulduğuna ilişkin izlerin mevcut olduğunun bildirildiği ve adli raporun mağdur beyanını doğruladığı anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nin 86/3-e maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Mağdur hakkında düzenlenen…. Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına ait 20.04.2008 tarihli raporda, sağ el 4 ve 5. parmakta kırık olduğunun belirtildiği, dolayısıyla mağdurun birden fazla yerinde kırık olduğu ve kırığın hayat fonksiyonlarına etki eden derecesinin de buna göre tespitinin gerektiği anlaşılmakla, mağdura ait tüm tıbbi evrakın, geçici ve kati raporların temini ile Adli Tıp Kurumundan 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerindeki ölçütlere göre rapor aldırılması ve sonucuna göre TCK’nin 3. maddesinde yazılı orantılılık ilkesine de uygun olarak sanığın cezasında artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Sanığın savunmasında, mağdurun kendilerine tüfekle saldırdığını belirttiği, mağdura ait tüfeğin de olay yerinde kırılmış vaziyette ele geçirilmiş olduğu anlaşıldığından, olayın çıkış nedeni ve gelişimi değerlendirilerek, mahkemece ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmeye çalışılması, bu hususun tespit edilememesi halinde Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih 2002/4-238 Esas ve 2002/367 sayılı kararı gereğince şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;

4) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, mağdur hakkında düzenlenen adli raporunda, vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK’nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasında (1/2) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 22.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.