YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3435
KARAR NO : 2018/19553
KARAR TARİHİ : 13.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık … ve Aykut haklarında müşteki Mustafa’ya karşı silahla tehdit suçundan ve Emir hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık … hakkında müşteki Mustafa’ya karşı silahla tehdit suçu için 5237 sayılı TCK’nin 106/2-a, 39/1 maddeleri gereğince belirlenen “1 yıl hapis” cezasından TCK’nin 62. maddesine göre (1/6) oranında indirim yapılırken hesaplama hatası yapılarak “10 ay hapis” cezası yerine “8 ay hapis” cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından ve yine sanıklar hakkında silahlı tehdit suçundan kurulan hükümler ve sanık …’in için 6136 sayılı Kanun’un 13/1. maddesine aykırılık suçundan kurulan hükümde hükmedilen hapis cezası için Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık … ve sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık … ve Aykut haklarında müştekiler Mustafa ve Abdullah ile mağdurlar Onur ve Lütfiye’ye karşı mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet hükmlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yardım eden sanık …’un kullandığı araç ile olay yerine gelen sanık …’in tabanca ile birden fazla kez ateş ederek mağdur Onur’un optik dükkanına, mağdur Lütfiye’nin eczanesine ve müştekiler Abdullah ve Mustafa’nın ortağı olduğu Dubazade isimli iş yerine zarar verdiği olayda ayrı ayrı mala zarar verme suçundan hüküm kurulması gerekirken, tek bir mala zarar verme suçundan hüküm kurularak TCK’nin 43/2 maddesinden arttırım yapılması suretiyle sanıklar hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından ve yine Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık … ve sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
3) Sanık … ve Aykut haklarında müştekiler Kamer ve Vahit’e karşı kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
a) Oluşa, kabule, tanıkların ve müştekilerin aşamalardaki beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların olay günü kavga etmeleri nedeni ile aralarında husumet olan Mustafa’nın işlettiği Dubazade isimli iş yerine sanık …’un kullandığı araçla geldikleri ve sanık …’in müşteki Mustafa’yı korkutmak amacıyla aracın ön camından işletmeye silahla ateş ettiği sırada yoldan geçen müştekiler Kamer ve Vahit’in yaralanmasına neden olduğu olayda, sanıklar lehine TCK’nin 21/2. maddesinde düzenlenen olası kast hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile uygulanmamasına karar verilmesi,
b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeple 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.