Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/3408 E. 2018/18393 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3408
KARAR NO : 2018/18393
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILAN SANIKLAR : …, …
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Katılan sanık … müdafiinin temyiz talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede:
Katılan sanık müdafiinin yokluğunda verilip 10.02.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükme karşı 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesinde gösterilen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 18.02.2015 havale tarihli dilekçe ile yaptığı temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE
2) Sanık … hakkında müşteki …’e karşı kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede:
a) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, suç kastındaki yoğunluk, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı gözetilerek ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması gerekirken, 28.03.2014 tarihl…. Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın raporuna göre “sağ ön aksiller hatta 7. Kosta hizasında oblik seyirli 4 cm boyutunda düzgün kenarlı cilt- cilt altı bir adet kesisi” olduğu belirtilmesine rağmen sanığın müştekiyi bıçak ile kasten iki kez vurarak hem akciğer hemde karaciğer yaralanmasına neden olduğu için sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümde temel cezanın en üst sınırdan tayin edilmesi suretiyle orantılılık ilkesine aykırı davranılması,

-1-

b) Müşteki, sanık ve ….. dışında, kavga sırasında aynı işyerinde bulunduğu anlaşılan diğer üç şahsın isim ve adresleri tespit edilip, TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hususunu açıklığa kavuşturmak üzere tanıklıklarına başvurulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,
3) Sanık … hakkında katılan …’a karşı kasten yaralama suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede:
Katılan, sanık ve Muzaffer Sönkez dışında, kavga sırasında aynı işyerinde bulunduğu anlaşılan diğer üç şahsın isim ve adresleri tespit edilip, olayın oluş şekli ve haksız tahrik hususunu açıklığa kavuşturmak üzere tanıklıklarına başvurulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi,
Kabule göre de;
Sanığın eylemi 5237 sayılı TCK’nin 25/1. maddesi gereğince meşru müdafaa sınırları içinde kalması nedeni ile, 5271 sayılı CMK’nin 223/2-d maddesi uyarınca sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken CMK’nin 223/2-c maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeple 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

-2-