Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/2543 E. 2018/18411 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2543
KARAR NO : 2018/18411
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyetler
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık hakkında mağdur Mücahit Akan’a yönelik kasten yaralama eyleminden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) Sanık hakkında mağdur …’a yönelik kasten yaralama eyleminden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) 21.05.2015 tarihinde… Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporda milimetrik pnömotoraks oluşturduğunun yazılmasına karşın sonuç bölümünde pnömotoraks oluşturmaması nedeniyle kişinin yaşamını tehlikeye soktuğunun yazılarak çelişkiye neden olunması ve ayrıca raporun sonuç kısmında “Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olup olmadığı hususlarının şahsın olay tarihinden 6 ay sonra anabilim dalımıza müracaatı sonrasında yapılacak olan muayenesi ile değerlendirilebileceği mütalaasına varıldı” yazılmasına rağmen mağdurun tekrar raporunun aldırılmadığı anlaşılmakla bu haliyle raporun hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmaması ve her türlü tereddütlerin giderilmesi bakımından mağdura ait tüm tedavi evrakları ve raporlarla birlikte en yakın adli tıp şube müdürlüğüne sevk edilerek çelişkinin giderilmesi ve yaralanmanın duyulardan veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olup olmadığına ilişkin raporun alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına,
3) Sanık hakkında mağdur …’a yönelik kasten yaralama eyleminden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanık hakkında hükmolunan sonuç 2000 TL adli para cezası için TCK’nin 58/1. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanmış olması nedeniyle kesin nitelikte olmadığı, temyize tabi olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen basit kasten yaralama suçunun takibi şikayete bağlı suçlardan olduğu ve mağdur …’in 26.06.2015 tarihli duruşmada “…’den bir şikayetim yoktur” deyip şikayetten vazgeçtiğini bildirdiği hususu da dikkate alınarak, sanıktan 5237 sayılı TCK’nin 76/3. maddesi gereğince vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
b) Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıka bulunması nedeniyle, TCK’nin 58/3. maddesi gereğince, TCK’nin 86/2. maddesinde belirtilen seçimlik cezalardan hapis cezasının seçilerek sonuçta TCK’nin 58/1. maddesi gereğince mükerrilere özgü infaz rejimi uygulanması gerekirken, direk adli para cezasının seçilerek buna göre uygulama yapılması ve tekerrür hükümlerinin uygulama imkanının ortadan kaldırılması,
c) Sanık hakkında hükmolunan sonuç cezanın adli para cezası olması nedeniyle TCK’nin 58/1. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulama imkanının bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
d) Sanığın atılı eylemi müştekinin hakaret etmesi nedeniyle işlediği belirtilmesine rağmen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 28/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.