Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/234 E. 2018/17966 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/234
KARAR NO : 2018/17966
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : …, …
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanıklar …,… hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2) Sanıklar…,…. hakkında katılan …’ye karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanıkların katılana birlikte saldırarak, sanık …’in katılana kafa atıp yumrukla vurduktan sonra, sanık …’in katılanın omzundaki tüfeği çekerek aldığı ve yere düşen katılanın kafasına ve göğsüne bu tüfeğin dipçik kısmı ile vurarak yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı olayda, sanıkların yaralama fiili üzerinde ortak hakimiyet kurarak katılanın direncini kırdıkları anlaşılmakla, sanıkların iştirak halinde hareket ettiklerini kabul eden mahkeme gerekçesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki 2 numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.

Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) …. Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen rapora göre; sanıkların eylemi nedeniyle katılanın yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanıklar hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken, TCK’nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince, hakkaniyete uygun ve sonuca etkili şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; olay günü sanıkların, köylerinin üst kısmındaki hurdalık olarak bilinen tepeye muhabbet etmeye gittikleri, köyün gençlerinden olan tanıklar…,….,…. n de onlara katıldığı, hep birlikte ateş yakıp sohbet ettikleri sırada aynı köyden olan ve aralarında önceye dayalı bir husumet bulunmayan katılan …’nin alkollü bir halde omuzunda av tüfeği ile yanlarına geldiği ve “burada ne arıyorsunuz o.. çocukları” dediği, tanık ….’in “bir sorun mu var Ali ağabey” dediğinde katılan …’nin elindeki tüfeğin dipçiği ile tanık…. e vurduğu, ….’in darbenin etkisiyle çalıların arasına yuvarlandığı, sanık …’in bunun üzerine katılana müdahale ederek “Ali ağabey sen ne yapıyorsun, oğlun yaşında çocuk, neden vuruyorsun” dediği, katılanın bunun üzerine tüfeği sanık …’e doğrultup “senin de ananı sinkaf ederim” dediği, bu sefer sanık …’in “Ali ağabey sen ne yapıyorsun, bize neden tüfeği doğrultuyorsun” dediği, katılan …’nin tüfeği bunun üzerine sanık …’e tuttuğu, sanık …’in katılan …’ye yumruk ve kafa attığı ve diğer sanıkla birlikte katılanın elindeki tüfeği almaya çalıştıkları, sanık …’in katılanın omzundaki tüfeği çekerek aldığı ve yere düşen katılanın kafasına ve göğsüne bu tüfeğin dipçik kısmı ile vurarak yaşamını tehlikeye sokan bir duruma ve hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı ve olaydan sonra köy muhtarına giderek katılanın kendilerine silah doğrulttuğunu belirterek silahı teslim ettikleri anlaşılmakla, kavgayı başlatan ilk haksız hareketin katılandan geldiği ve kavga sırasında da yine katılanın küfür etmek ve silah doğrultmak şeklinde haksız eylemlerini sürdürdüğü de gözetilerek, TCK’nin 29. maddesi gereğince haksız tahrik oluşturan davranışların ulaştığı boyut dikkate alınarak, hakkaniyete uygun şekilde daha fazla oranda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde (1/2) oranında indirim yapılması,
c) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanıklara ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
d) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar

sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.