Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/2305 E. 2018/17378 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2305
KARAR NO : 2018/17378
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Katılanın yaralanmasına ilişkin …. Devlet Hastanesinde görevli Beyin ve Sinir Cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan rapor içeriğinin yetersiz nitelikte olduğu ve Adli tıp kriterlerine göre yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığının olaydan en az altı ay sonra değerlendirilmesinin gerektiği, katılanın tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre, yaralanmasının yüzde sabit ize neden olup olmadığı, sabit ize neden olmadığının anlaşılması halinde ise basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususlarını da içeren rapor alınması gerektiği gözetilmeden, olayın üzerinden belirtilen süre geçmeden düzenlenen yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında katılana yumrukla vurduğunu kabul etmekle birlikte, elinde silahtan sayılan kesici bir cisim bulunmadığını iddia ettiği, katılan ve tanıkların da sanığın yumruğu kapalı halde geldiğini, avucunun içinde bir şey olup olmadığını görmediklerini beyan ettikleri, katılan hakkında düzenlenen adli raporda “alında 3 cm.’lik kesi” bulunduğu belirtilmiş ise de, bu kesinin düzgün kenarlı olup olmadığının belirtilmediği anlaşılmakla, söz konusu kesinin ne tür bir aletle oluşabileceği, silahtan sayılan bir cisim kullanılmadan da beden yoluyla oluşturulmasının mümkün olup olmadığı araştırılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanık hakkında TCK’nin 86/3-e maddesinin uygulanması,
3) Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nin 62. maddesi gereğince (1/6) oranında indirim uygulandıktan sonra, aynı fıkranın devamında “TCK’nin 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” karar verilmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar

sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
5) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 14.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.