Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/2108 E. 2018/19346 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2108
KARAR NO : 2018/19346
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILAN SANIKLAR : …, …
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık … hakkında katılan …’na karşı kasten yaralama suçundan ve yine sanık … hakkında mağdur …’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık … müdafii ve sanık …’un temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Kavganın iki tarafının da olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlattıkları, karşılıklı yaralama ve mala zarar verme suçlarının işlendiği anlaşılmakla, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
b) Sabıkasız olan sanıklar hakkında, diğer koşulların da değerlendirilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Sanık … hakkında katılan …’na karşı mala zarar verme suçundan ve yine sanık … hakkında katılanlar Miyase ve Battal’a karşı mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık … ile katılan sanık … müdafii ve katılan … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Sanıkların üzerine atılı TCK’nin 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı ve uzlaşmaya tabi olmayan başka bir suçla birlikte işlenmediği anlaşılmakla; sanıklar ile katılanlar arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması lüzumu,
Kabule göre de;
b) Kavganın iki tarafının da olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlattıkları, karşılıklı yaralama ve mala zarar verme suçlarının işlendiği anlaşılmakla, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile katılan sanık … müdafii ve katılan … vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3) Sanık … hakkında katılan …’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanığın eylemi neticesinde katılanda birden fazla bıçak darbesi nedeniyle yaralanma meydana gelmiş olmasına rağmen, hükme esas alınan Büyükçekmece Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporunda, katılandaki yaralanmaların kaç adedinin hayati tehlikeye neden olduğunun belirtilmediği anlaşılmakla, katılanın geçici ve kesin raporları ile tüm tedavi evrakları Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna gönderilerek, katılandaki her bir yaranın niteliği ve yaraların ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre suç vasfının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
b) Kavganın iki tarafının da olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlattıkları, karşılıklı yaralama ve mala zarar verme suçlarının işlendiği anlaşılmakla,

olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
c) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
d) Sanık hakkında hükmedilen cezanın “5 yıla” çıkartılması sırasında TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmemesi,
e) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.