Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/2090 E. 2018/17334 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2090
KARAR NO : 2018/17334
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanıkların aşamalarda değişmeyen istikrarlı ve aksi ispat olunamayan savunmalarına göre üzerlerine atılı suçları katılan tarafından kendilerine küfür edilmesi nedeniyle işlediklerinin anlaşılması karşısında, sanıklar lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümleri uyarınca, TCK’nin 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi de nazara alınarak, hükmedilen cezalarda asgari (¼) oranında indirim uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Her aşamada tutarlı ve samimi savunmaları ile atılı suçlarını ikrar eden sabıkasız sanıkların, dosyaya yansıyan olumsuz tutum ve davranışlarının da bulunmadığı gözardı edilerek, “dosyaya yansıyan olumsuz kişilik yapıları, suçtan pişmanlık duymadıkları, mahkememizde yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmadığı dikkate alındığında” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile sanıklar hakkında TCK’nin 62. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3) Sanıklar hakkında TCK’nin 86/2. maddesinde yer alan “Kasten Yaralama” ve aynı Kanun’un 109/1-3.b maddesinde yer alan “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçlarından kamu davası açıldığı; yapılan yargılama neticesinde sanıklar hakkında “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçundan “Beraat” kararları verildiği, her ne kadar taraflara soruşturma aşamasında uzlaştırma teklifinde bulunulmuş ve bu teklif kabul edilmemiş ise de CMK’nin 253/3-2. cümlesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü karşısında söz konusu uzlaştırma işleminin geçersiz olduğu gözetilerek, sanıklar hakkında yargılama konusu “Kasten Yaralama” suçu yönünden, 5271 sayılı Kanun’un 254. maddesine göre dosyanın öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması zorunluluğunun gözardı edilmesi,

Kabule göre de;
4) Sanıklar hakkında tanzim olunan sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanaklarına göre aylık gelir miktarları nazara alınarak sanıkların, 200 gün karşılığı mahkum edildikleri para cezalarının, TCK’nin 52/1-2 fıkraları uyarınca günlüğü 30 TL’den hesaplanmak ve bu miktarın aylık olmak üzere (4) eşit takside bölünmesi suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
5) Sanıklar hakkında hükmedilen netice adli para cezalarının taksitlendirilmesine ilişkin olarak, TCK’nin 52/4. maddesinde belirlenen yasal sınırlar içerisinde takdir hakkının kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamenin (2) numaralı görüşüne iştirak olunmamıştır.
6) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, sanıklar hakkında verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
7) Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezalarının taksitlendirilmesi sırasında uygulanan TCK’nin 52/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nin 232/6. maddesinin ihlali,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, istem gibi BOZULMASINA, 13.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.