Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/145 E. 2018/17967 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/145
KARAR NO : 2018/17967
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILAN SANIKLAR : …, …
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık … hakkında katılan …’e karşı hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53/1. maddesi uygulanmamış ise de hak yoksunluğu kasıtlı suçtan verilen hapis cezasının kanuni sonucu olup, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilerek infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
3) Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan,

iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
b) Hükmün gerekçe kısmında, olayın oluş şekli açıklanırken “dinl…. ‘e saldırdığını, kafasına bira şişesi ile vurduğunu, daha sonra aralarında kavga etmeye başladıklarını ifade etmeleri…” şeklindeki dosya kapsamı ile uyumlu kabulüne rağmen, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
4) Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamayı inkar ederek, olay anında abisi olan sanık …’in yanında değil tuvalette olduğunu, daha sonra yanlarına gittiğini, bu sırada katılanın kaçmış olduğunu iddia ettiği, sanık …’in de olay anında kardeşinin yanında olmadığını beyan ettiği, katılanın aşamalarda olayın gelişimine ilişkin çelişkili anlatımlarının bulunduğu, dinlenen tanıklardan…. nin “bu sırada Oktay da tuvaletten çıkıp peşlerine gitti, kavgaya karışıp karışmadığını görmedim.” yine tanık Naci’nin “bu sırada…. tuvaletten çıktı, ancak herhangi bir olaya karışmadan diğerleri olay yerinden ayrıldılar.”, tanık İsa’nın “… ve …’ın vuruşarak gittiklerini gördüm, bizim müdahale şansımız olmadı, … bu sırada geldi ve peşlerinden gitti, ne yaptı bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulundukları, soruşturma aşamasında dinlenen tanıkların sanık …’ın katılana yönelik herhangi bir eyleminden bahsetmedikleri, yargılama aşamasında katılan tarafından dinletilen tanıklar…,…,…. ‘ın ise sanık …’ı tanımadıkları, ifadelerinde bahsettikleri katılan ile kavga eden diğer kişinin sanık … olup olmadığının net olarak ifade edilemediği anlaşılmakla, sanıklar ile katılan arasındaki önceye dayalı husumet de dikkate alınarak, tanıklar…,…,…. le tarafsız tanık …. n, sanık … ile yüzleştirilmeleri, hangi tanığın beyanına neden üstünlük tanındığının açıklanması ve sanığın üzerine atılı suçun her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanması halinde

mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanık …’in eylemine iştirak ettiği kabul edilerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
c) Hükmün gerekçe kısmında, olayın oluş şekli açıklanırken “dinlenen tanıklar …,…,….,…. ayrı ayrı beyanlarında, olay günü aracı ile… ‘in bulunduğu yere gelen İsmail’in hiçbir şey söylemeden…. ‘e saldırdığını, kafasına bira şişesi ile vurduğunu, daha sonra aralarında kavga etmeye başladıklarını ifade etmeleri…” şeklindeki dosya kapsamı ile uyumlu kabulüne rağmen, saldırıya uğrayan kardeşi sanık … ile birlikte kavgaya karıştığı kabul edilen sanık … hakkında TCK’nin 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
d) Sanıkların aynı suç işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştirdikleri kabul edildiği halde, sanık …’ın suçta kullanılan silahtan sorumlu tutulmayarak hakkında TCK’nin 86/3-e maddesinin uygulanmaması ve yine sanık yönünden TCK’nin 86/3 maddesindeki nitelikli hallerin bulunmadığı kabul edildiği halde, sanık hakkında tayin edilen cezanın TCK’nin 87/1-son maddesi gereğince 5 yıldan değil 3 yıldan az olamayacağı gözetilmeden hükmün karıştırılması,
e) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.