YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1439
KARAR NO : 2018/17447
KARAR TARİHİ : 14.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN
ÇOCUK : …
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdur …’ı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezasının 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunu’nun 26. maddesiyle 5230 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olduğundan suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Kanun’un 8/1. ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdur …’ı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Suça sürüklenen çocuğa isnat edilen 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece alınması gerektiği gözetilmeyerek, talimat ile başka mahkemede savunmasının alınması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,
b) Mağdur hakkında düzenlenen Tire Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 01.10.2014 tarihli ve 10935 sayılı adli raporda yer verilen bulgular ile rapor sonucunun örtüştüğü hususunda tereddüt oluştuğu ve mevcut raporun adli tıp kriterlerine göre, hükme esas alınacak yeterlilikte bulunmadığı anlaşılmakla; mağdura ait tüm tedavi evrakları, geçici ve kati raporlar temin edilip en yakın adli tıp şube müdürlüğüne gönderilerek bu hususta yeniden rapor aldırılarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Tarafların olayın çıkış nedeninin ve gelişimini farklı şekilde anlattıkları, tarafsız tanık beyanının bulunmadığı ve suça sürüklenen çocuğun da kavga sırasında yaralandığı anlaşılmakla, kavgayı başlatan ilk haksız hareketin ve saldırının kimden geldiğinin tespit edilemediği de dikkate alınarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 – 238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin suça sürüklenen çocuk lehine TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.