Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/12691 E. 2019/807 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/12691
KARAR NO : 2019/807
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

Yaralama suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda ceza ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32/1. maddesi uyarınca sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, aynı Kanun’un 57/1. maddesi uyarınca koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına dair İzmir (Kapatılan) 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 31.05.2012 tarihli ve 2011/367 Esas, 2012/1337 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın muhafaza ve tedavi altına alındığı Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 10.08.2012 tarihli ve 20422 sayılı raporu ile toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığı veya önemli ölçüde azaldığı belirtilerek taburcu edilmesini müteakip, hükümlünün 5 yıl süreyle üçer aylık periyotlar halinde en yakın tam teşekküllü devlet hastanesinde kontrol ve muayenelerinin yapılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 10.08.2012 tarihli ve 2011/367 Esas, 2012/1337 sayılı ek kararı sonrasında, hükümlü hakkında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 01.06.2018 tarihli ve 4378 sayılı raporu ile toplum açısından tehlikeliliğinin sürdüğünün belirtilmesi nedeniyle İzmir İnfaz Savcılığının hükümlünün kontrol ve tedavisinin devam ettirilmesine ilişkin talebinin reddi ile yeniden güvenlik tedbirine hükmedilmesine yer olmadığına dair İzmir (Kapatılan) 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 18.06.2018 tarihli ve 2011/367 Esas, 2012/1337 sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 4.Ağır Ceza Mahkemesinin 29.06.2018 tarihli ve 2018/773 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 03.12.2018 tarih ve 2018/11914 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.12.2018 tarih ve 2018/99037 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 57/1. maddesinde, “Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.” şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun’un 57/5. maddesinde, “Tıbbi kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır” şeklinde yer alan düzenleme nazara alındığında, hükümlü hakkında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 01.06.2018 tarihli ve 4378 sayılı sağlık kurulu raporunda; hükümlünün toplum açısından tehlikeliliğinin sürmekte olduğu ve tedavi ve izleminin devam etmesinin uygun olduğu şeklinde kanaat belirtilmesi karşısında, hükümlü hakkında tedavinin devam ettirilmesine yönelik talebin reddine yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.06.2018 tarihli ve 2018/773 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.