Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/12686 E. 2019/799 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/12686
KARAR NO : 2019/799
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

Kasten yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 31/3, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.01.2014 tarihli ve 2013/164 Esas, 2014/17 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2014 tarihli ve 2014/393 değişik iş sayılı kararını takiben, deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 31/3, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.06.2018 tarihli ve 2018/104 Esas, 2018/140 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 03.12.2018 tarih ve 2018/13784 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.12.2018 tarih ve 2018/99133 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1) Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.01.2014 tarihli kararının diğer suça sürüklenen çocuklar yönünde temyiz edilmesi üzerine verilen Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01.03.2018 tarihli ve 2015/2042 Esas, 2018/1610 karar sayılı ilamında yer alan “… olay günü mağdur …’ın yolda yürüdüğü sırada sanıkların kendisinden para istedikleri, mağdurun da telefonunu çıkartarak cebinde başka birşey bulunmadığını söylediği, sanıkların mağdurun ceplerini aramak istedikleri ancak mağdurun izin vermemesi üzerine kendisine vurdukları olayda, sanıklar … ve …’in eylemlerinin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,” şeklindeki açıklamalara nazaran suça sürüklenen çocuk hakkında anılan Yargıtay ilamında belirtilen şekilde yağmaya teşebbüs suçunun oluştuğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun geçici 1. maddesindeki “Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır” düzenlemesi ile aynı Kanun’un 25. maddesindeki “…Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz.” hükümlerine aykırı olarak Cumhuriyet savcısının katılımı ile duruşma yapılıp mütalaası alınmak suretiyle genel mahkeme sıfatıyla yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kabule göre de; 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendinde yer alan “Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.” düzenlemesi gereğince suça sürüklenen çocuklar yönünden üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis cezasını gerektiren suçların da uzlaştırma kapsamına alındığı, somut olayda suça sürüklenen çocuğa atılı 5237 sayılı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddelerinde düzenlenen suçun üst sınırının 3 yılı aşmadığı cihetle uzlaşma kapsamında kaldığı, 5271 sayılı Kanun’un 254. maddesine göre dosyanın öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi hususlarının da kanun yararına bozma sebebi yapılıp yapılmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, takdir hakkı kullanıldıktan sonra diğer kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesine; 23.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.