Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/12461 E. 2019/7157 K. 03.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/12461
KARAR NO : 2019/7157
KARAR TARİHİ : 03.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, olay günü sanık ve mağdur arasında çıkan kavga sırasında, sanığın birden fazla bıçak darbesi ile müştekiyi yaraladığı, sanığın ve tanıkların beyanına göre, sanığın yaraladıktan sonra müştekiyi kovaladığı ve müştekinin kahvehaneye sığındığı, müştekinin yaralanmasına ilişkin 04.03.2014 tarihli Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen rapora göre; sağ ve sol hemitoraksta ön-yan yüzde iki yerde 3 cmlik toraksa nafiz ve batın epipigastrium alanında 3-4 cm lik batın nafiz kesici alet yaralanması ve sol el ayasında 3-4 cmlik ve parmakta 3 cm lik kesi olduğu, sağ akciğerde hemopnömotoraks tespit edildiği, toraksa ve batına nafiz olup hemopnömotoraksa ve iç organ lezyonuna neden olan kesici alet yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğunun belirtilmesi karşısında; mağdurdaki yaralanmalarının kaç adedinin hayati tehlikeye neden olduğunun belirtilmediği anlaşılmakla, müştekinin geçici ve kesin raporları ile tüm tedavi evrakları Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna gönderilerek, müştekideki her bir yaranın niteliği ve yaraların ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Sanığın aşamalarda, arkadaşı …’in kendisini arayarak nerede olduğunu sorduğunu, daha sonra … ve tanık …’ın yolun solundan müştekinin ise yolun sağından geldiğini ve müştekinin yanına gelerek kendisine vurmaya başladığını savunması karşısında, tanık …’in ve müştekinin dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre;
3) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas – 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanıklara ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine aykırı davranılması,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 03.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.