Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2018/10187 E. 2019/8916 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/10187
KARAR NO : 2019/8916
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık … hakkında katılanlar …’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik sanık müdafiin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün 2009/13-12 sayılı kararı uyarınca, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, aynı Kanun’un 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz mercii tarafından tetkik edilmek üzere, temyizen incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2) Sanık … hakkında katılan …’a karşı kasten yaralama suçundan ve yine sanık … hakkında katılanlar …’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık … müdafii ve sanık …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanık …’a isnat edilen 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerektiği gözetilmeyerek, talimat yoluyla aldırılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,
b) Soruşturma aşamasında beyanlarına başvurulan ve olaya ilişkin doğrudan görgüye dayalı bilgi sahibi olduğu anlaşılan tanık … dinlenilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
c) Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, karşılıklı yaralama şeklinde gerçekleşen olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
d) Sanık …’ın adli sicil kaydında tekerrüre esas olan başka ilamının bulunmadığı da gözetildiğinde, sanık hakkında tekerrüre esas alınan Çerkezköy Sulh Ceza Mahkemesinin 24.07.2009 tarih ve 2008/560 Esas – 2009/532 Karar sayılı ilamıyla sanığın 5237 sayılı TCK’nin 106/1-1. cümlesi gereğince tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ancak; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre esas alınan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilama ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, sonucuna göre TCK’nin 58. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
e) Adli Emanet’te kayıtlı olup TCK’nin 54. maddesi gereğince müsaderesi talep edilen suç eşyaları hakkında bir karar verilmemesi,
f) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkum edilen sanık …’un, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nin 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve yine hak yoksunluklarına hükmedilen sanık … yönünden ise aynı iptal kararı gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 29.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.