Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2017/2175 E. 2017/14709 K. 15.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2175
KARAR NO : 2017/14709
KARAR TARİHİ : 15.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tayin edilen cezanın tür ve miktarına göre; 14.4.2011 gün ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değiştirilen 5320 sayılı CMK’nin yürürlük ve uygulanmasına ilişkin kanuna eklenen geçici 2. maddesindeki temyiz sınırı ve hükmolunan adli para cezasının miktarı göz önüne alındığında hüküm kesin nitelikte olup temyizi mümkün bulunmadığından temyiz isteminin reddine ilişkin 07/09/2016 gün ve 2016/56 E. – 2016/304 K. sayılı ek karar usul ve yasaya uygun görüldüğünden sanığın temyiz itirazlarının reddiyle temyiz talebinin reddi kararının ONANMASINA,
2) Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, Ancak;
a) Sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki savunmalarında olay tarihinde psikolojik tedavi gördüğünü ileri sürmesi ve dosyada mevcut Yalvaç Devlet Hastanesinden verilen 23/02/2015 tarihli istirahat raporuna göre obsesif kompulsif bozukluk bulunduğunun belirtilmesi karşısında, TCK’nin 32. maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı konusunda yöntemince rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

b) Kabule göre de; sanığın aşamalarda mağdurun kendisine hakaret ettiğini beyan etmesi karşısında, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halde sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 15.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.