Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2017/2130 E. 2017/14675 K. 14.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2130
KARAR NO : 2017/14675
KARAR TARİHİ : 14.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Katılan … hakkında düzenlenen; Bayındır Devlet Hastanesi’nin 21/10/2013 tarihli geçici raporunda “Sol el 5. parmakta cilt-cilt altı kesi, sol subrailiac bölge üst dış yüzde 2 cm.lik delici alet yaralanması, sol femur orta dış kısmında 2 cm.lik cilt-damar kesisinin mevcut olduğu, hayati tehlikesi olmadığının” belirtildiği, İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 27/11/2013 tarihli raporunda ise “yaşamını tehlikeye sokan bir duruma yol açtığının” rapor edildiği ancak, katılandaki hangi yaralanmaların hayati tehlikeye yol açtığının belirtilmemiş olması karşısında, katılanın tüm tedavi evrakları ve geçici ve kesin raporlarının en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne gönderilerek yeniden raporunun aldırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmeden yetersiz ve çelişkili rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Oluşa ve tüm dosya kapsamına ve tesadüfen olay yerinde bulunan tarafsız tanık …’in 21/10/2013 tarihli kolluk beyanına göre; katılan …’in alkollü bir şekilde sanık …’in çalıştığı meltem cafe isimli işyerine gelerek cafenin müşterisi olan Mehmet isimli üniversite öğrencisini yanına çağırıp yüksek sesle tartışmalarına sanığın tepki göstermesi sebebiyle çıkan tartışmada, katılanın, sanığa saldırarak yumruklarıyla bir çok defa vurması vurması üzerine sanığın da bıçakla katılanı yaraladığı olayda, ilk haksız hareketin katılandan gelmiş olmasına göre, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Katılanı, hayati tehlike geçirecek biçimde yaralanmasına neden olan sanık hakkındaki uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nin 87/1-d maddesi yerine, TCK’nin 87/1-c olarak hatalı gösterilmesi,
4) Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin 5237 sayılı TCK’nin 63. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 14.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.