Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2016/8055 E. 2017/6697 K. 22.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/8055
KARAR NO : 2017/6697
KARAR TARİHİ : 22.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık … hakkında katılanlar … ve …’e yönelik kasten yaralama suçundan tayin olunan cezaların miktarı itibariyle temyiz kabiliyeti bulunmadığından mahkemece sanık müdafiinin bu suçlara ilişkin temyiz talebinin reddine 16.03.2016 tarihinde karar verildiği, red kararının sanık … müdafiine tebliğ edildiği, sanık müdafiinin red kararına ilişkin temyiz istemi bulunmadığı anlaşılmakla bu hükümler inceleme dışı bırakılmıştır.
1) Katılan … vekilinin, sanıklar … ve … hakkında katılana yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Tayin edilen cezanın tür ve miktarına göre; 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile yapılan değişiklik ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek geçici 2. maddesi ile “..hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen 3.000 TL. (dahil) ve altındaki adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri kesindir.” hükmü gereğince, sanığa verilen cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ve CMUK’un 317. maddesi uyarınca, katılan vekilinin temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE,
2) Katılan … vekilinin, sanık … hakkında katılana yönelik hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan vekilinin temyiz itirazının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
3) Katılan … vekilinin, sanık … hakkında katılana yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödememesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükmün TCK’nin 52/4. maddesinin uygulandığı paragrafından “Ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibaresinin çıkartılarak hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.