Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2016/13462 E. 2017/14791 K. 15.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/13462
KARAR NO : 2017/14791
KARAR TARİHİ : 15.11.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar İhsan ve … müdafiin süre tutum ve ayrıntılı temyiz dilekçelerinin incelenmesinde, sanık sıfatı ile müvekkilleri hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerini temyiz ettiği anlaşılmakla, bu hükümlerle sınırlı olarak yapılan incelemede;
1) Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, sanık müdafiin temyiz isteminin 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2) Sanık … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan …’in yanında arkadaşları da olduğu halde sevk ve idaresindeki araçla, kavganın bitmesinden sonra olay yerinden ayrılmak amacıyla hareket halinde oldukları sırada, sanığın yerden aldığı parke taşını 4-5 metre mesafeden mobil haldeki söz konusu araca atması ile sol ön cama isabet eden taşın, camı kırması ve katılana isabet etmesi sonucu yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın söz konusu taşın araç içerisinde bulunan kişilere isabet ederek yaralanmalarına neden olabileceğini öngörmesine rağmen, olursa olsun düşüncesiyle neticeyi kabullendiği ve olası kast ile katılanın yaralanmasına neden olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş.
Sanık hakkında hüküm kurulurken, olası kast nedeniyle indirim uygulanan fıkrada, 5237 sayılı TCK’nin 21/2. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edildiğinden ve yine Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3) Sanık … hakkında katılan …’e karşı mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Katılan …’in yanında arkadaşları da olduğu halde sevk ve idaresindeki araçla, kavganın bitmesinden sonra olay yerinden ayrılmak amacıyla hareket halinde oldukları sırada, sanığın yerden aldığı parke taşını 4-5 metre mesafeden mobil haldeki söz konusu araca atması ile sol ön cama isabet eden taşın, hem camın kırılmasına hem de cam kırıldıktan sonra katılanın başına isabet ederek olası kastla katılanın yaralanmasına neden olduğu olayda; “sanığın işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet vermesi” nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince, en ağır cezayı gerektiren kasten yaralama suçundan hüküm kurulması ile yetinilmesi gerekirken, TCK’nin l51/l. maddesi uyarınca mala zarar verme suçundan da sanık hakkında ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
b) Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.