Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/5773 E. 2015/32390 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5773
KARAR NO : 2015/32390
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

Tebliğname No : 3 – 2013/261563
MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2009/1294 (E) ve 2013/582 (K)

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık İ.. Ö.. hakkında, mağdurlar M.. U.. ve E.. S..’ı, sanıklar M.. U.. ve M.. I.. hakkında, mağdur İ.. Ö..’ı kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan sanıklar İsmail, Mehmet ve Mesut’un temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanıklar E.. S.. ve N.. Ç.. hakkında mağdurlar M.. Ç.. ve İ.. Ö..’ı kasten yaralama, sanık T.. A.. hakkında mağdurlar M.. Y.. Çelikkolu ve İ.. Ö..’ı yaralama, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, sanıklar M.. U.. ve M.. I.. hakkında mağdur M.. Y.. Ç..’yu kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazalarının reddine, ancak;
a) Karşılıklı kavga şeklinde gerçekleşen olayda, sanıkların da yaralandığının anlaşılması karşısında ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun
22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği halde bu hususun karar yerinde tartışılmaması,
b) Sanık Tamer hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu yönünden; sanık T.. A..’ın işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla hastanede adli raporunun düzenlenmesi sırasında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmaktan ibaret eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 268. maddesi göndermesiyle TCK’nin 267/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53/3. maddesine göre TCK’nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi altsoyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde tüm kişiler için velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık Tamer’in resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu yönünden 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi gereğince ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.