Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/4295 E. 2015/21622 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4295
KARAR NO : 2015/21622
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

Tebliğname No : 13 – 2014/21415
MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2012/594 (E) ve 2013/412 (K)

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Hırsızlık suçuna yönelik temyiz bulunmadığından tebliğnamenin 2 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanıkların yaralama suçlarına hasren yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
Sanıklar hakkında kasten yaralama suçu yönünden müştekiden kaynaklanan haksız bir eylem bulunmamasına rağmen sanıklar hakkında TCK’nın 29. maddesi uygulanarak eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.06.2015 gününde Üyeler M.M.. K…ve H… C..’ın karşı oyu üzerine oyçokluğu ile karar verildi 765 sayılı yasada mefruz tahrikin oluştuğu hallerde sanık lehine uygulanmıştır. Bunun için sanığın sadece mefruz tahrikin etkisi ile suçu işlemiş olması gerekmekte ve başka bir kastın olayda bulunmadığı hallerde sanık lehine 765 sayılı yasanın 52. maddesindeki hata kavramına dayanılarak sanık lehine mefruz tahrik uygulanmakta idi,
5237 sayılı yasanın 30. maddesinin 3. fıkrası aynen şöyledir ”Ceza sorumluluğunu azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi hatasından yararlanır” demektedir. Bu yeni yasada şartların oluştuğu hallerde TCK’nin 30/3. maddesi delaletiyle 29. maddesinin sanık lehine uygulanması gerekmektedir.
Bu olayda sanıklar gerçekte bulunmayan fakat yanılarak mağdurun hırsızlık yaptığına inanarak sadece bu haksız hareketin doğurduğu hiddet ve şiddetli eylemin etkisi altında kalarak suçu işlemişlerdir. Sanıkları kasta iten başka bir neden bulunmamaktadır.
Mefruz tahrik denilen bu yanılma hali sanıkların asıl kastlarını saklayarak savunma amacıyla ileri sürdükleri bir hırsızlık iddiası değildir.
Mefruz tahrik denilen bu yanılma hali sanıkların asıl kastlarını saklayarak savunma amacıyla ileri sürdükleri bir hırsızlık iddiası değildir.
Mağdurun tüm anlatımlarından anlaşıldığı gibi, hırsızlık iddiasının kastı doğurduğunu, başka bir kastın mevcut bulunmadığı anlaşılmıştır. Akıl hastası olan mağdurun davranışlarının etkisi ile kusursuz yanılan sanıklar, hırsız zannı ile mağduru kasten yaralamışlardır. TCK’nin 30. maddesinin 3. fıkrası yollaması ile aynı yasanın 29. maddesinin uygulanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.