Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/32409 E. 2015/34568 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/32409
KARAR NO : 2015/34568
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : KD – 2014/22768
MAHKEMESİ : Yalova 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2013/432 (E) ve 2013/590 (K)

Dairemizin 07/10/2015 tarih ve 2015/19596 Esas- 2015/27573 Karar sayılı zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17/11/2015 tarih, 3-2014/22768 sayılı itiraz yazısında ” CMK.nun 231/8 madde son cümlesi, aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hallerde, dava zamanşımının 8. fıkrada belirlenen 5 yıllık denetim süresi içinde duracağını hüküm altına almıştır. Ancak denetim süresi içinde suç işlenmesi halinde dava zamanaşımı süresinin ne zaman işlemeye başlayacağına dair maddede açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle sanığın tabi tutulduğu denetim süresinin CMK.nun 231/ 8 maddesinde belirlenen beş yıllık süresinin geçmesi halinden başka bir nedenle sona ermiş sayılabileceğine, denetim süresi içinde işlenen suçun denetim süresini sona erdireceğine veya böyle bir durumun varlığı halinde hangi tarihin esas alınarak zamanaşımının hesaplanması gerektiğine dair bir düzenleme yoktur. Bu nedenle anılan konuda bir yoruma ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; sanığın 16/03/2005 günü işlediği kasten yaralama suçu nedeniyle yapılan yargılama sonunda hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, 02/11/2009 gün ve 2009/245 Esas, 2009/742 Karar sayılı bu kararın 10/11/2009 günü kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 10/01/2010 günü işlediği kasten yaralama suçu nedeniyle Yalova 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 18/03/2010 gün ve 2010/147 esas, 2010/182 karar sayılı kararı ile mahkum edildiği, hükmün 18/06/2013 günü temyizde onanarak kesinleştiği, dosyanın bu mahkumiyet kararı nedeniyle ele alındığı ve sanık hakkındaki hüküm açıklanarak mahkum edildiği, yapılan temyiz incelemesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle duran zamanaşının denetim süresi içinde işlenen suçun tarihi olan 10/01/2010 gününden itibaren yeniden işlemeye
başladığı kabul edilerek 765 s. TCK.nun 102/4 ve 104/2, CMK.nun 223/8 maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesi ile başlayan denetim süresinin beş yıl olduğu, denetim süresince CMK.nun 231/8 maddesi gereğince zamanaşımı süresinin duracağı ve sanık hakkında yasa gereği tayin edilen bu denetim süresinin yasada belirtilen beş yıllık süresnin geçmesi dışında başka bir nedenle sona ereceğine dair yasada açık bir düzenleme bulunmadığı gözetilerek yapılan değerlendirmede;
Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen kişinin CMK.nun 231/8 maddesi gereğince belirlenen beş yıllık denetim süresi içinde yeniden bir suç işlemesi halinde, bu durumunun kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü ile tespit edilmesinin zorunlu olduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamalarından, hatta kanun yolu denetiminden oluşan bir sürecin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı veren mahkemece beklenmesi gerektiği, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen kişinin denetim süresi içinde suç işlediğine ilişkin iddianın kararı verilen mahkemece bilinmesinin dosyanın ele alınması için yeterli olmadığı, sanık hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü olmadan açıklanması geri bırakılan hükmün mahkemesince açıklanmasının mümkün olmadığı, böyle bir imkansızlık varken hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle duran dava zamanaşımın denetim süresi içinde işlenen suçun işlenme tarihinden itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesinin sanık lehine fakat hakkaniyete aykırı bir yorum olduğu düşünülmüştür.
Somut olayda dava zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen ikinci suç hakkındaki mahkumiyet hükmünün kesinleşme tarihi olan 18/06/2013 tarihinden itibaren işleyeceğinin kabulü ile yapılan değerlendirmede; suç tarihi olan 16/03/2005 gününden sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi olan 10/11/2009 gününe kadar 4 yıl 7 ay 24 gün, zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı 18/06/2013 gününden Yüksek Dairece yapılan temyiz incelemesi tarihi olan 07/10/2015 gününe kadar 2 yıl 3 ay 19 gün olmak üzere toplam 6 yıl 11 ay 13 gün süre ile zamanaşımı süresinin işlediği, 765 s. TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddesine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık kesintili zamanaşımı süresinin inceleme tarihinde dolmadığı kanaatine varılmakla Yüksek Daire’nin onama kararına itiraz etmek gerekmiştir.” gerekçesi ile Dairemizce hükmedilen zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi kararının kaldırılması hükmün onanması isteminde bulunularak dosya Dairemize gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra, sanığın denetim süresi içinde, 10/01/2010 tarihinde yeni bir suç
. işlediği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarih olan 10/11/2009 tarihi ile yeni suçun işlendiği 10/01/2010 tarihi arasında zamanaşımı süresinin durduğu, ancak suç tarihi olan 16/03/2005 tarihi ile inceleme tarihi olan 07/10/2015 tarihi arasındaki süreden, zamanaşımı duran süre çıkınca, suç tarihi dikkate alınarak, lehine olan 765 sayılı TCK’nin 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması nedeniyle Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17/11/2015 tarih, 3-2014/22768 sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan itirazın REDDİ ile 5271 sayılı CMK’nin 308/2. fıkrası uyarınca Dairemizin 07/10/2015 tarih ve 2015/19596 Esas- 2015/27573 Karar sayılı zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 02/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.