YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/30321
KARAR NO : 2015/30968
KARAR TARİHİ : 04.11.2015
Tebliğname No : 2015/288885 Kanun Yararına Bozma
Yaralama suçundan sanık Ö.. Y..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e ve 62/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/05/2010 tarihli ve 2010/1 esas, 2010/798 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nun 86/1, 86/3-e, 62/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/11/2014 tarihli ve 2014/219 esas, 2014/347 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 05.08.2015 tarih ve 2015/15898 – 51638 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.09.2015 tarih ve 2015/288885 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Sanık Ö.. Y..’ın 25/04/2013 tarihinde basit yaralama suçunu işlediğinden bahisle hakkında İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/05/2014 tarihli, 2013/909 esas, 2014/541 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 29/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 273/3-a maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmesi sebebi ile İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanık hakkındaki ceza hükmünün açıklanmasına karar verilmiş ise de,
1) Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12198 esas, 2008/9890 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yansına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptıranlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece sanığa varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunması alınmadan karar verilmesinde,
2) Kayden 10/05/1991 doğumlu olup, suçun işlendiği 07/05/2009 tarihinde 18 yaşını ikmal etmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. maddesi gereğince indirim yapılmamasında,
3) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, 18 yaşını ikmal etmeyen sanık hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/11/2014 tarihli ve 2014/219 esas, 2014/347 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4.maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine; dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-2-