Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/30320 E. 2015/30967 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/30320
KARAR NO : 2015/30967
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Basit yaralama suçundan sanık S.. O..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 62 ve 52/2. (2’şer kez) maddeleri uyarınca iki kez 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Konya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/03/2010 tarihli ve 2009/343 Esas, 2010/293 sayılı Kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi üzerine, dosya üzerinden inceleme yapılarak ilk kararın iptali ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 62 ve 52/2. (2’şer kez) maddeleri uyarınca iki kez 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Konya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2015 tarihli ve 2015/357 Esas, 2015/345 sayılı Kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 10.08.2015 tarih ve 2015/16293–52532 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.09.2015 tarih ve 2015/29.. sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
1) Benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09/12/2014 tarihli ve 2012/25.. Esas, 2014/21.. Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sanığın deneme süresi içerisinde işlediği suçtan dolayı Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2015 tarihli ve 2014/233 Esas, 2015/390 sayılı Kararı ile 2.240,00 Türk Lirası adli para cezasına mahkumiyetine ilişkin hükmün, kesin nitelikte olduğu ve bu nedenle hükmün açıklanmasına esas oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12.. Esas, 2008/98.. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bîr mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece duruşma açılmasını müteakip, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde dosya üzerinden karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Tebliğnamedeki 1 no.lu bozma görüşüne yönelik yapılan incelemede;
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.05.2015 gün, 2014/8 -14.. Esas, 2015/1.. sayılı Kararında da belirtildiği gibi 5271 sayılı CMK’nin 231/11. maddesinde açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün hangi şartların gerçekleşmesi halinde açıklanacağı açıkça belirtilmiş olup bu düzenlemeye göre hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olması durumunda hüküm açıklanacaktır. Bunun için ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. İkinci suçun kesinleşme tarihinin önemi yoktur. İkinci suçun şikayete bağlı veya re’sen soruşturulan bir suç olması da sonuca etkili değildir. Yine ikinci suçtan mahkumiyetin adli para cezası ya da hapis cezası olması yanında TCK’nin 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş olmasının da önemi olmadığı gibi kesin nitelikte olmasının da önemi yoktur. Kanun koyucu ikinci suçun kasıtlı bir suç olmasını yeterli görmüş, ikinci suçtan verilecek mahkumiyet hükmünün niteliği konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Kanun koyucunun muradı farklı yönde olmadığından, CMK’nin 231. maddesinden önce düzenlenen 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesinin 6. fıkrasında olduğu gibi denetimli serbestlik süresi içerisinde işlenen ikinci suçtan verilecek mahkümiyetin niteliği konusunda kısıtlayıcı bir hükme yer vermemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemenin, sanığın denetim süresi içinde işlediği kasıtlı suçtan verilen kesin nitelikteki mahkumiyet hükmünü esas alarak açıklanması geri bırakılan hükmü açıklamasında bir isabetsizlik bulunmadığından Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,
2) Tebliğnamedeki 2 no.lu bozma görüşüne yönelik yapılan incelemede;
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Konya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2015 tarihli ve 2015/357 Esas, 2015/345 sayılı Kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine; dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.