Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/28550 E. 2015/30338 K. 28.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/28550
KARAR NO : 2015/30338
KARAR TARİHİ : 28.10.2015

Tebliğname No : 2015/305304 Kanun Yararına Bozma

Kasten yaralama suçundan sanık A.. K..’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2 ve 86/3-e maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Kütahya 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 05/05/2009 tarihli ve 2008/217 esas, 2009/346 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle anılan Mahkeme tarafından daha önce verilen hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kütahya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 tarihli ve 2015/173 esas, 2015/449 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 25.08.2015 tarih ve 2015/17307–55614 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.09.2015 tarih ve 2015/305304 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Sanığın elinde bulunan bardağı Serpil’e fırlattığı ancak yanında bulunan mağdur D..K..’e isabet etmesi sonucu sanığın kasten yaralama suçundan cezalandırıldığı, sanığın silah kullanarak olası kastla kasten yaralama olarak kabul edilen eyleminden dolayı 5237 sayılı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddeleri gereğince belirlenen cezadan aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca indirim yapılmayarak fazla ceza tayininde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya incelendiğinde; Çan Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/13 Değişik İş sayılı idari para cezasına itiraz kararına yapılan itirazı inceleyen Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesinin 14.04.2015 gün 2015/803 değişik iş sayılı dosyasına ilişkin olduğu, tebliğnamenin ise Kütahya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 tarihli ve 2015/173 esas, 2015/449 sayılı kararına yönelik düzenlendiği, tebliğname içeriği ile dosya içeriğinin uyuşmadığı anlaşılmakla, bu durumun düzeltilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.