Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/21170 E. 2016/851 K. 18.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/21170
KARAR NO : 2016/851
KARAR TARİHİ : 18.01.2016

Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Mağdur … Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi beyin cerrahi uzmanından aldırılan 26.04.2013 tarihli raporunda, mağdurun sol arka pariyetal bölgesinde(dış tabulada) kemik defekti mevcut olduğunun ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin 2 (orta) derecede olduğunun bildirilmesine rağmen, mağdur hakkında Küçükçekmece Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 13.05.2013 tarihli raporda, mağdurda kemik kırığı olmadığının ve yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğunun bildirilmesi karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi açısından mağdurun tüm tıbbi belgeleri, raporları ve varsa grafilerinin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek, yaralanmasının kemik kırığına neden olup olmadığını ve kemik kırığı varsa vücut fonksiyonlarına etkisini gösterecek şekilde aldırılacak raporun sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Sanığın silahtan sayılan demir parçası ile vurmak suretiyle mağdur babasını yaraladığı olayda, 5237 sayılı TCK’nin 86/3. maddesinde sayılan artırım nedenlerinden birden fazlasının bulunması nedeniyle bu hususun 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesi uyarınca temel ceza tayininde nazara alınabileceği ve 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca belirlenen cezanın 5237 sayılı TCK’nin 86/3-a-e maddeleri uyarınca bir defa yarı oranında artırıma tabi tutulması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında belirlenen cezanın hem 5237 sayılı TCK’nin 86/3-a maddesi ve hem de 86/3-e maddesi uyarınca ayrı ayrı artırıma tabi tutulması,
b) Mağdur hakkında, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi beyin cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen 18.03.2013 tarihli raporda, mağdurda tespit edilen kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun bildirilmesi karşısında, kırığın hayat fonksiyonlarını etkileme derecesine göre daha yüksek oranda bir artırım yapılması gerekirken, 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesi uyarınca, kırığın derecesi ile orantısız biçimde onda bir oranında artırım yapılmak suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
c) Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilirken, 5237 sayılı TCK’nin 53/1-c maddesinde belirtilen hakları kendi altsoyu üzerinde koşullu salıverilme tarihine kadar, kendi altsoyu dışındakiler bakımından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, yine Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.