Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/18386 E. 2015/33417 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/18386
KARAR NO : 2015/33417
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

Tebliğname No : 3 – 2013/404920
MAHKEMESİ : Kula Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2013/136 (E) ve 2013/264 (K)

Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Katılan vekilinin, mağdurun yüzünde sabit iz kalma durumunun tespiti açısından mağdurun Adli Tıp Kurumuna sevkine dair talebinin, kararda yazılı gerekçe ile reddedilerek, mağdurda meydana gelen alt çene kemiği kırığı nedeniyle mağdurun yüzünde sabit iz oluşup oluşmadığı, duyu veya organlarından birinin işlevinin azalması yada yitirilmesine neden olup olmadığı açısından, mağdurun adli tıp kuruma gönderilerek yaralanmalarının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kati raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
b) Dosyadaki 07/08/2013 tarihli adli tıp kurumunca tanzim edilen raporda, vücuttaki kemik kırıklarından sadece çenedeki kırığın dikkate alınarak mağdurun hayat fonksiyonlarının kırık nedeni ile (4) derecede etkileneceği belirtilmesine rağmen, hastane raporlarında ve adli raporda gösterilen tüm kırıkların hayat fonksiyonlarını etkileme derecesinin tespitinde değerlendirilmesi için yeniden rapor aldırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Tanık Cihan’ın suça sürüklenen çocuk ile katılanın öğle arası Gençlik Parkı’nın orada görüşmek üzere karar verdiklerini beyan ettiği, suça sürüklenen çocuk ve katılanın ailece görüşmelerine rağmen yaklaşık altı ay öncesinden aralarına mesafe girdiğini beyan ettikleri, suça süreklenen çocuğun karşılaştıklarında katılana kendisine hakaret edip etmediğini sorduğunu beyan ettiği, katılanın da karşılaştıklarında suça sürüklenen çocuğun bu beyanını teyit eder şekilde kendisine arkasından konuşup konuşmadığını, hakaret edip etmediğini sorduğunu ifade etmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun katılanın kendisine küfür ettiğine ilişkin aksi ispatlanamayan savunmalarına nazaran, suça sürüklenen çocuk hakkında yetersiz gerekçe ile 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanmamasına karar verilmesi,
d) Kısa süresi hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nin 50/1-f maddesi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalışma seçenek tedbirine çevrilmesine karar verilebilmesi için gönüllü olma şartının zorunlu olmasına rağmen, suça sürüklenen çocuğa gönüllü olup olmadığı sorulmaksızın, sonuç ceza olarak verilen 8 ay 26 gün hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırılması seçenek tedbirine çevrilmesine karar verilmesi,
e) Adli sicil kaydı bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesine uygun şekilde objektif ve subjektif koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ayrı ayrı değerlendirilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceği tartışılmaksızın, 5237 sayılı TCK’nin 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırıma çevrilmesi sebebiyle suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin, katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş bulunduğundan hükmün bu sebeplerle 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.