Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/16217 E. 2015/36526 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16217
KARAR NO : 2015/36526
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Tebliğname No : 1 – 2014/196118
MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/519 (E) ve 2014/94 (K)

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Mahkemece, sanığın üzerinde taşıdığı bıçağı çıkartarak mağdura doğru bir kez savurduğu ve mağduru yaşamını tehlikeye sokan bir durum oluşturur şekilde yaraladığı gerekçesi ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü verilmiş ise de, mağdurun yaralanmasına ilişkin hükme esas alınan Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nce düzenlenmiş 15/10/2009 tarih ve 2009/5117 sayılı raporda; “kişinin vücudunda sternum alt ucunda 1 adet, sol orta aksillerde 2 adet ve sol elde 1 adet olmak üzere toplam 4 adet kesici delici alet yaralanması tarif edilmiş olup, sternum alt ucunda 1 adet ve sol orta aksiller bölgede 2 adet olarak tarif edilen yaraların hangisi ya da hangilerinin göğüs boşluğuna nafiz olduğunu tespit edebilmek için kişiyi tedavi eden hekim yada hekimlerden, hangi yara yada yaraların göğüs boşluğuna nafiz olduğu sorularak düzenlenecek raporun gönderilmesi halinde istenilen hususlarda rapor düzenlenebileceği” belirtildiği, halde, anılan raporda istenilen eksiklikler giderilerek mağdurdaki yaralanmaların hangisi ya da hangilerinin göğüs boşluğuna nafiz olduğuna ilişkin kesin adli raporu aldırılmaksızın hüküm kurulduğu anlaşıldığından, tüm doktor raporları, tedavi evrakları ve varsa grafilerinin ilgili Adli Tıp Kurumuna gönderilip, mağdurun yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kati raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 22/10/2002 tarih ve 2002/4-238-367 Esas-Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilemediği durumlarda kendisi de yaralanan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas – 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.