YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16010
KARAR NO : 2015/34488
KARAR TARİHİ : 02.12.2015
Tebliğname No : 3 – 2013/357294
MAHKEMESİ : Reyhanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/400 (E) ve 2012/514 (K)
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk T..K.. hakkında verilen kararın müdafii yüzüne tefhim edilmesine karşın; müdafiinin sanığın savunmasının alınması sırasında bulunmadığı gibi, suça sürüklenen çocuğun kendisine müdafi tayin edildiğinden haberi olmadığından, suça sürüklenen çocuğun temyiz talebi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Müştekiye ait Hatay Devlet Hastanesinden aldırılan 27.06.2011 tarihli raporunda, müştekinin yaralanmasının yüzde sabit ize ve yüzünün sürekli değişikliğine sebep olduğu bildirilmiş ise de; Adli tıp uygulamalarına göre yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığının olaydan en az altı ay sonra değerlendirilmesinin gerektiği, katılanın olayın üzerinden en az altı ay geçtikten sonra mevcut raporları ile birlikte Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevk edilerek yüz bölgesinde tespit edilen yaralanmaların yüzde sabit ize veya yüzde daimi değişikliğe neden olup olmadığı hususunda rapor aldırılması gerekirken,mağdurda tespit edilen yaralanma bulgularına göre mezkur raporun hükme esas alınacak yeterlilikte olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi,
2)Suça sürüklenen çocuk T.. K..’a atılı TCK’nin 87/2-d-son maddelerinde öngörülen suçun hapis cezasının alt sınırına nazaran sanığa zorunlu müdafii atanması gerekirken, suça sürüklenen çocuğa zorunlu müdafii atanmadan savunması alınmak suretiyle 5271 sayılı yasanın 150/3. maddesine aykırı davranılması,
3)Suça sürüklenen çocuk T.. K..’na atılı TCK’nin 87/2-d-son maddesinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece alınması gerektiği gözetilmeyerek, savunmasının talimat yoluyla aldırılması suretiyle CMK’nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,
4)5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35/1. maddesi gereğince suça sürüklenen çocukların, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulmak üzere sosyal inceleme raporu aldırılmaması karşısında, sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi kararda gösterilmeden hüküm kurulmak suretiyle 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35/3. maddesine aykırı davranılması,
5)Kabule göre de; suça sürüklenen çocuklar hakkında müştekinin yüzünde daimi değişikliğe neden olacak şekilde yaramala eyleminde 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesinden temel ceza tayin olunduktan sonra TCK’nin 86/3-e, 87/2-d ve 87/2-d-son maddeleri uyarınca hapis cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, 87/1-c maddesinin de birlikte uygulanması ve TCK’nin 62. maddesinin uygulanması sırasında hatalı uygulama yapılarak sonuç hapis cezasının 4 yıl 5 ay 10 gün yerine 4 yıl 5 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321 maddesi uyarınca, BOZULMASINA 02.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.